![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEie3iNJDxF-Px1cvJ9KM2TihB8Md-EEmrissBiCvjHI-tn3UH1AxyQXsm0PChpwrUaclPO-mfZAUwNWPLlIwZ-gF3-btIySNvE6wjwOxr6kHwhVJ8fn7ULlr6F1dx2bsIoApjbRZtP1R-o/s400/metin-kacan-agir-roman.jpg)
Bu tür kitaplar yeraltı edebiyatı olarak nitelendiriliyor. Galiba Ağır Roman' da bunun en iyi örneklerinden biri.
Berber Ali, oğulları Gıli Gıli Salih, Reco ile Gaftici Fethi,Tina, İmine romanın baş kahramanlarındandır.
Roman, Gıli Gıli Salih'in bitirimliğe adım atması ve mahallede cinayetler işleyen katili bulması ve sevgilisi Tina ile olan aşk hikayesi ve bu aşkın hazin sonunu arka mahalle ağzıyla çok güzel anlatıyor. Okan Bayülgen ve Müjde Ar'lı kadrosuyla filminin kitabı kadar güzel olmadığı söyleniyor. En yakın zamanda da onu izlemek istiyorum.
"Reco, Kolera’nın sınırından ayrılmadan kahveci Orso’nun söylediği ”Şu hayattan zevk almadan bir günümün geçtiğini anlarsam o akşam kendimi düşünerek öldürürüm,” deyişini beynine kazıyıp yırtık sokaklardan şehre düştü."
"Manitalar gece güzelleşir."
"Ölümüne tav oldum kevaşeye."
"Zamanı kim okşayabilir ki?"
Kitaptan aklımdan kalan sözlerden.