Bu Blogda Ara

5 Mayıs 2024 Pazar

Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini - Louis de Bernieres

Kitap, 2. dünya savaşında İtalyan ordusunun Kafelonya adasına yerleştirilmesinden sonra, Yüzbaşı Corelli'nin bir doktorun kızı olan Palegia ile olan aşkını anlatır. Savaş süresince çekilen zulüm ve sefalet yüzünden herkes bitap düşmüştür. Böyle bir ortamda insanlar duyguları ve mantıkları arasında seçim yapmak zorundadır.

Kitabı çok beğendim. Akıcı bir anlatımı ar. Bitirdikten sonra filmini de seyrettim. Aynı tadı alamadım.

"Eskiden barbarlar vardı. Şimdi kendimizden başka suçlayacak kimse yok."

"...Hipokrat şöyle demişti: "Aşırı dertlere aşırı devalar uygulamak uygundur."..."

"...Aşktan esinlenen en korkak adam kahraman kesilir, yiğitlerden yiğit olur böyle zamanda. Homeros'un dediği gibi nasıl Tanrı kahramanların ruhuna cesaret üflerse, Aşk da âşıkları öyle yüreklendirir. Sevgili uğruna ölmeyi göze aldıran Aşktır, yalnız Aşk!..."

"Savaş, harika bir şeydir. Filmlerde ve kitaplarda."


3 Mayıs 2024 Cuma

Zar Adam - Luke Rhinehart

Sıkılmış psikiyatrist Luke Rhinehart Manhattan'da eşi ve iki çocuğuyla yaşamaktadır. Hem Batı hem de Doğu felsefelerinin hayatın anlamı alternatiflerinden tatminsizlik yaşar ve basit zar atışlarıyla kendi dinini oluşturarak hayatını sonsuza kadar değiştirir. Rhinehart ve hastaları kısa zaman içinde ebedi kurtuluşlarının tek yolunun her şeyi zarların kararına bırakmak olduğuna inanmaya başlarlar. Luke, seks, madde bağımlılığı ve terapi hakkındaki zar atışlarıyla yeni dinini muhafazakar davranış ve ahlak çöküntüsünün esprili bir birleşimine dönüştürür. O bu düşünceyle kendi yaşantısını ve dünyayı değiştirmeyi amaçlamaktadır. Zarlar hayatınızı belirlemeye başladığında artık her şey mümkün olmaktadır.

Zar atarak hayatı yaşamak ve bunu bir yaşam biçimi haline getirmek. İyiyi de kötüyü de zarlardan bilmek. Sevdim ben bu oyunu. Güzel bir kitap. Okuyun derim.

İki cümlenin altını çizmişim.

"Hayat can sıkıntıları okyanusunda vecde gelme adalarıdır ve otuz yaşından sonra kara nadiren görünür."

"Kendinizi anlayın, kendinizi kabul edin ama kendiniz olmayın."

1 Mayıs 2024 Çarşamba

Bit Palas - Elif Şafak

Elif Şafak romanlarını seviyorum. Çoğunu da okudum. İlk romanlarından Bit Palas'a yeni sıra gelmişti. Güzel bir kitap. Sıkılmıyor insan okurken. Her bir bölümde apartmandanın ayrı bir dairesinden değişik karakterler.

"1960'larda, mezarlıkların üzerinde yükselen bir semtte, kentten intikam almak üzere özene bezene inşa edilen, ama giderek etrafındaki çöp kokusu nedeniyle yaşanmaz hale gelen Bonbon Palas'ın hikâyesi anlatılıyor bu romanda.

Her katı birbirinden farklı bir hava taşıyan Art Nouveau tarzdaki apartmanda yaşayanlar da çok farklı birbirinden: Zıt kuaför ikizler Cemal ve Celal; aşırı titiz Hijyen Tijen ve kızı Su; iki arada bir derede kalmış Mavi Metres; evhamlı ve sinameki Ateşmizaçoğulları; gizemli Madam Teyze; torunlarını masallarla "zehirleyen" Hacı Hacı; Metin Çetin ve uğruna bilim kadınlığını bırakıp peşinden gelmiş Karısı Nadya; yaşamın kıyısında yürüyen Sidar ve köpeği... Onları birleştiren ise hep dışlarında aradıkları, üstlerine kondurmadıkları çöp kokusu ile apartmanda giderek artan hamam böcekleri."

Alıntım var:
"Profesör Kandinsky' ye göre, aşkın ölümsüz olabilmesi için hafızanın ölümlü olması şarttı."
"...Ne zaman birini bundan böyle sevmemeye karar versek kendi kendimize, ondan bizde kalan eşyalarla hesaplaşırız öncelikle."
"İnsanı kirleten ağzına giren değildir. Ağzından çıkandır insanı kirleten."
"Zaten böyle bir şeydi mazi. Kilimin üzerine dökülüvermiş kırıntılara benzemezdi. İnsan, canı istediği zaman pencereyi açıp, mazisini çırpamazdı."
"İki türlü yaşanır hayat eğer bir şeye benzeyecekse. Ya kendini yok edeceksin hayatın içinde, ya da hayatı yok edeceksin kendinde."