Bu Blogda Ara

24 Aralık 2013 Salı

Orhan PAMUK- Masumiyet Müzesi

Orhan Pamuk okumaktan pek hoşlanmazdım ama bu kitabını sevdim.Akıcı ve sıkılmadan okudum.Kitaptan aklımda kalan birkaç söz."Mutluluk , insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdır yalnızca"   ve   "Bir insanın başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişiyle sevişmek istemesine, bu mutluluk verici duyguya aşk denir.Kısa sürede bitirdim bu kitabı tavsiye ediyorum.Konusuna gelince özetle:

Kitabın ismi sevdiği kıza ait olan ve onun dokunduğu her şeyi müze olarak yaratan bir adamın aşk hikâyesinden geliyor. Ancak kitabın isminde yer alan masumiyet kelimesine romanda rastlamak mümkün değil. Çünkü kitapta aşk dahil masum olan hiçbir şey yok. Ancak kitaptaki aşk hikayesi fazlasıyla etkileyici. Bu öylesine bir aşk ki okuduktan yıllar sonra bile akıllardan çıkmıyor ve birçok olayda kitabı hatırlatıyor. Kitap bizi 1975′li yıllara götürüyor. Roman, Sibel ile mutlu bir ilişkisi olan, tekstil zengini bir ailenin çocuğu olan Kemal’in yoksul akrabalarının kızı Füsun’a aşık olması ve ona delice bağlanmasıyla başlıyor. Füsun’a olan aşkını bir saplantı haline getiren ve yıllarca ona kavuşma hayalleri ile bir divane gibi yaşayan Kemal’in hikâyesidir Masumiyet Müzesi. Kemal  divane gibidir çünkü o zamanında Füsun’un değeri bilememiştir. Onu kaybettikten sonrada Füsun bir başkası ile evlenmiş kendi anne-babasıyla yaşamaya başlamıştır. Kemal,  yıllarca misafir olarak Füsunların evlerini ziyaret etmiş ve her ziyarette Füsun’a ait bir eşyayı gizlice alıp Füsun ile güzel anıları olduğu eve getirip biriktirmiştir. Bu tüm ziyaretler ve çabalara rağmen  yıllar boyunca Füsun’dan ilgi ve karşılık görmemiştir. Ancak yine de Kemal, hayatındaki her şeyden vazgeçmiş ve Füsun’a yakın olma gayreti tek gayesi olmuştur. İşte Kemal’in Füsun’a olan bu delice aşkı romana farklı bir hava katmıştır. Yazar bu aşkı romanında son derece başarıyla kurgulamıştır. Bu başarılı kurgu da romanı zevkle okunabilir bir hale getirmiştir. Masumiyet Müzesindeki bu aşk bana Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur adlı romanındaki Mümtaz ile Nuran’ı hatırlatmıştır. Huzur romanı da, tutkulu bir aşk içindeki Mümtaz ile Nuran’ın yıllarca birbirlerinden ayrı yaşamak zokalmaları ve romanın bu şekilde kötü sonla bitmesi yönüyle Masumiyet Müzesine benzer.  Masumiyet Müzesi’de bu şekilde kötü sonla bitecektir. Öyle bir son ki romanın sonunda Kemal Füsun’a ait binlerce eşyayı toplamış olacaktır. Füsun’un içtiği sigaraların tam 4213 adet izmaritini toplayan Kemal’in aşkının büyüklüğünü buradan da anlamış oluyoruz. Füsun’a olan aşkı her geçen gün Kemal’in içine işleyerek daha da büyüyecektir. Klasik Türk filmlerindeki aşk hikayelerine benzeyen bu romanda aşkı okuduğunuzda kitabın samimiyetinden, gerçekliğinden, anlatım tarzından, bakış açısından ve bu büyük aştan o kadar etkileneceksiniz ki aslında bunun klasik aşklardan ve tüm büyük aşklardan ne kadar farklı olduğunu anlayacaksınız. Hatta kitaptaki bu aşk olayından etkilenen Nazan Öncel “Canım Benim Nasılsın” adlı bir şarkı bestelemiştir.  Roman genelinde çoğunlukla Kemal’in bakış açısı ve gözlemlerinden aktarılmıştır. Kitaptaki olayların geçtiği dönemi ve olayların geçtiği o zamanki İstanbul’u bize o kadar gerçekçi aktarmış ki yazar bu yönü de bizi etkiyen taraflarındandır romanın. Bu kitabı okuduğunuz sürece kendinizi 1975’li yıllarda İstanbul’da bulacaksınız.  Yani romanda Kemal ile Füsun’un aşkı ön planda tutuluyor gibi ancak bunun yanında en az bu aşk kadar o dönem hakkında sosyolojik bilgileri, yaşayış tarzları ve o dönemdeki İstanbul’un özellikleri de önemli bir yer tutmaktadır.  Orhan Pamuk romanın ortasında ve sonunda kendisini de romana sokmuştur. Özellikle romanın ortalarında bir nişan kutlamasında Füsun ile dans etmesi ve ondan etkilenir gibi olması, kendisinin ve ailesinin hayatı hakkınca bazı bilgiler vermesi de romanın dikkat çeken yönlerindendir.
Masumiyet Müzesi romanı “ hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum. ” cümlesiyle başlar. Bu cümleden biz roman kahramanının geçmişte yaşadıklarını gözden geçirdiğini ve hayatının bir anının onun en mutlu anı olduğunu düşündüğünü ve büyük bir yanılgı içerisinde o günün aslından onun için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Çünkü kimse yaşadığı bir olayın ya da durumun onun hayatındaki en mutlu anı olduğunu zamanında kavrayamaz. Bunu ancak yolun sonuna geldiğinde ya da önemli bir şeyi kaybettiğinde kavrar ve anlar. Biz de bunu göz önüne aldığımızda, daha kitabın başında roman kahramanının pek de mutlu bir hayat yaşamadığını anlıyoruz. Masumiyet Müzesinin son cümlesi ise Kemal’in  “ herkes bilsin çok mutlu bir hayat yaşadım. “ cümlesidir. Bu sözleriyle Kemal tanıdıklarına ve dostlarına bir mesaj vermek istiyor. Çünkü Füsun’un aşkıyla ve ölümüyle kendini yıllarca harap eden Kemal’i çevresi mutsuz bir hayat sürüyor ve sürdü diye değerlendiriyordu. Buna itiraz eden Kemal aslında mutlu bir hayat yaşadığını belirtmek istiyor ve roman bu cümleyle son buluyor.

19 Aralık 2013 Perşembe

MEHDİX-Turgay GÜLER

Dünyaya bir şeyler oluyor... Dünyanın hâkimi olan Amerika, kendi başının çaresine bakmaktan aciz... Bütün dünyayı idare etmek üzere politikalar geliştiren İsrail, en büyük müttefiki Amerika'yı saf dışı bırakmak için planlar yapıyor ve bu planlarını başarıyla uyguluyor. Üretilen büyük bir yapay depremin ardından, Amerika yerle bir oluyor ve bu ülkenin ekonomisini elinde tutan Yahudi tüccarlar Avrupa'ya yöneliyor. Bu da yetmiyormuş gibi Türkler, Ayasofya'yı yeniden ibadete açıyor. Bir Türk Paşası, Hristiyan ve Yahudi dünyasının peşinden koştuğu Ahit Sandığı'nı ve Hazreti Musa'nın Asası'nı ele geçiriyor ve o tarihten itibaren bütün dünyanın hâkimi olmak için adım adım yürüyor... Dünyanın hâkimi olmak üzere yola çıkan İsrail, bir bir kendi kazdığı kuyulara düşüyor ve İslâm ülkeleri tarafından büyük bir iltifata mazhar olan Paşa, giderek Mehdix Paşa'ya dönüşüyor. Üçüncü Dünya Savaşı başlıyor... Özel ve 'seçilmiş' biri olarak, kendine yöneltilen bütün tehlikelerden sıyrılan ve ezilmiş, hakir görülmüş, kutsal değerleriyle alay edilmiş bir inancın, İslâm inancının bayraktarlığını yapan Mehdix Paşa, tıpkı dünyanın beklediği kurtarıcı gibi donanarak ve donatılarak üzerine düşeni gereği gibi yerine getiriyor. 'Mehdix', yazarın geleceğe dair gördüğü rüyanın bir yansıması. Kitapta yer alan bilgiler, tamamen bir kurmaca. Geleceğin dünyasında olabilirlikler üzerinde duran yazar, yaklaşık yarım asırdır yaşanan dünya siyasetini aynanın arkasından bakarak tersinden okumaya çalışıyor. Kitap, günümüz dünyasının süper güçleri olan ülkelerin de bir süre sonra bu etkinliklerini yitirebileceğini, şu anda gelişmekte olan veya henüz bu sürece girmemiş olan ülkelerin zamanla kendi politikalarını üreterek dünya siyasetinde egemen hale gelebileceklerini ve bunu nasıl yapabileceklerinin ipuçlarını sunmaya çalışıyor.Türklük gururunu okşayan güzel akıcı bir kitap.Okurken kendimi Amerikan kahramanlık filmleri seyreder gibi hissettim.Biraz abartılı ama eğlenceli

16 Kasım 2013 Cumartesi

Ağrı Dağı Efsanesi- Yaşar Kemal

Kır bir at Ahmet'in evinin kapısına gelir ve bir süre orda bekler. Bunun üzerine Ahmet atı kendi kısmeti olarak görür ve atı sahiplenir. Bir süre sonra atın Beyazıt Paşası Mahmut Han'a ait olduğu anlaşılır. Mahmut Han atını ister. Fakat Ahmet atı vermek istemez. Çünkü Ağrı geleneklerinde bu böyledir ve o atın haktan yadigar olduğu düşünülür. Atı geri alamayınca Ahmet'in evine adamlarını gönderir ve bir süre sonra Ahmet'i zindana attırır. Burada paşa'nın kızı Gülbahar ile Ahmet arasında büyük bir aşk başlar. Başta Mahmut Han olmak üzere tüm engelleri aşarlar.Yaşar Kemal' den kendine özgü güzel bir aşk hikayesi.Çok güçlü bir konu görmedim.Hatta bazı yerlerinde fazlaca sıkıldım.Ama okunması gereken klasiklerden biri.

Korkuyu Beklerken- Oğuz Atay

Yazarın kitabında sekiz öykü bulunmaktadır.
İlk hikaye “Beyaz Mantolu Adam” Kalabalığın içinde başarısız ve parasızdır Başkaları tarafından kendisine hep bir iş yüklenir; bavul taşır, yük taşır… Elbise ve kumaşların olduğu bir dükkanda beyaz bir manto ilgisini çeker, alır ve giyer Gittiği her kalabalıkta dikkat çeker, sorgulanır Herkes kendine göre bir tanımlama yapar onun için Rahatsız edildiğinde kaçmak dışında o kadar tepkisizdir ki, bir dükkan sahibi tarafından vitrine manken olarak konulduğunda bile sesini çıkarmaz Dükkanda onun sayesinde iyi satış yapılır Oradan da kaçar, dolaşır, trene biner, deniz kıyısına halk plajına gider Kimseye bir şey yapmayan, konuşmayan, kendi halindeki beyaz mantolu adam yine ilgi çekip insanları başına toplar Varsayımlarda bulunurlar kendisi hakkında; kimine göre hasta, kimine göre deli, kimine göre de sapıktır Onlardan da kaçar, denize doğru gider, ilerler ve gözden kaybolur Bir genç ve diğerleri onu kurtarmak için çabalar ama geç kalırlar

İkinci hikâye “Unutulan” Tozlu, böcekli tavan arasından seslenir sevgilisine Kitaplardan, hayatı boyunca ilgi aradığından bahseder Karanlık olduğunda bir el feneri uzanır delikten El fenerini eşyalara tuttuğunda , o eşyaların sahibi olan yakınlarını, onların hayatlarını düşünür, sorgular Ve bir elinde silahla örümcek bağlamış eski sevgilisini görür Hiç değişmemiştir kendisine göre Onsuz yaşayamayacağını düşünür Kendisini öldürdüğünü duymamış, iş güç arasında da tavan arasına çıkmamıştır Elbisesinin çürümüş bir yerine dokunduğunda bir sürü hamamböceği çıkar sevgilisinin cesedinden İlişkilerini sorgular Aşağıdan şimdiki sevgilisinin seslenir


Üçüncü hikâye kitaba da adını veren “Korkuyu Beklerken” Evine doğru giderken kendisine miskin gözlerle bakan köpekler ilk defa havlar, takip eder Evine girdiğinde kendini sorgular ve şöyle der:”Yalnız korkmaktan korktukça yalnızlığım artıyor” Bilmediği bir dilde yazılmış bir mektup bulur evinde Bu mektubu kimin yazmış olabileceğini düşünür; hizmetçinin kızı mıdır yoksa evinin bulunduğu sokaktaki yabancılar ya da elçiler midir? Üniversitede ölü diller üzerine öğretim görevlisi olan arkadaşını arar, mektubu gösterir Arkadaşına göre bu mektubu gizli mezheplerden biri yollamıştır Mektupta :”Mektubu aldığınız andan itibaren evinizden çıkmamanızı kesinlikle bildiririz Dikkat! Sizi uyarırız!” gibi şeyler yazmaktadır Arkadaşı korktun mu diyerek güler Bir süre düzenli günler geçirir; işte, evde, otobüste kitap okur, Latince çalışır, sinemaya gider Postacı, öğretim görevlisi arkadaşının mektubun tam çevirisini yaptığı bir mektup getirir Ve mektupta yazdığı gibi evden çıkmaz, kendini ölecekmiş gibi hisseder hatta ölümü sonrasını düşünür Onun düşüncelerini olduğu gibi aktaralım:“Sanki, kime yazıldığı bile belli olmayan bu mektubu almadan önce yaşamamıştım, şimdi zaten yaşamıyordum Bütün hafızamı, hayal gücümü zorluyordum; geçmişe ait bir şeyler hatırlamak, bir şeyler görmek istiyordum Olmuyordu Aslında düşününce, canım şu zamanda şöyle olmuştu, annemin yüzü beyazdı ve yatay çizgiliydi, okula başladığım gün ne kadar korkmuştum diyebiliyordum Fakat, mesele bu değildi; mesele, bir şeyleri, sıcak bir çorbanın kokusunu duyar gibi hissedebilmekti Bense bunu hiç becerememiştim Ne tabiatı, ne insanları, ne de olup bitenleri hiç sevmemiştim; kendimi bile, kendi yaptıklarımı bile” Evdeki evrakları, kağıtları yırtar atar ve tüm zamanlarını sorgular, saptamalarda bulunur: “Bu kötü hayatı sanki doğmadan önce yaşamıştım; kendime yakıştırdığım yaşantıları doğmadan önce de okumuştum Kötülüklerimin bile kendime, öz varlığıma ait olduğuna inanmıyordum” Sonunda evden çıkar ve dış dünyanın içinde yer almaya çalışır hem de toplumun çoğunluğunun öngördüğü ilişkiler içinde Kendisine mektup gönderen mezhebin ismi ‘Ubar-Metenga’dır Mezhebin anlamı ve ‘suç’ kavramı üzerine düşünür Sürpriz olaylar da gelir başına Bir süre sonra bazı çiftlere, Ubar-Metenga mezhebinin kendisine gönderdiği mektupları gönderir Polise gider ve bu mektupları kendisinin yazdığını söyler


Dördüncü hikâye, kendinden, beraber olduğu kadından, köpeğinden, başından geçenlerden ayrıntılarla bahseden bir kişinin tüm bu olayları yazdığı ama göndermediği “Bir Mektup” üzerine


Beşinci hikâye “Ne Evet Ne Hayır”, lise mezunu bir kişinin çeşitli işlerde çalışıp askerliğini yaptıktan sonra bir gazetede çalışması ve “gönül postası” bölümünde görevlendirilmesini anlatıyor Saplantılı bir aşkın tutsağı olmuş bir gencin kendisine yazdığı mektup ilgisini çeker Mektubu yazan gencin sevdiği kız, kendisine ‘ne evet ne hayır’ demiştir


Tuğrul bey eksenli altıncı hikâye olan “Tahta at”, adından da anlaşılacağı gibi Çanakkale şehrimizde Troya’da yer alan, şehri almak için içinde askerlerin gizlendiği ‘Tahta At’dan yola çıkmış


Yedinci hikâye “Babama Mektup”, babasının ölümünün ikinci yılında bir oğulun babasına yazdığı dokunaklı bir mektup üzerine


Ve son olarak sekizinci hikâye “Demiryolu hikâyecileri – Bir Rüya” Bu hikâye de, büyük şehirlerden uzak bir dağ başı kasabasında demiryolu istasyonunda çalışan üç hikâyeci üzerine Bu üç kişi yazdıkları öyküleri istasyondan geçen tren yolcularına satarlar Ümitleri gece yarısından sonra geçen tek eksprese bağlıdır çünkü; bu saatte diğer seyyar satıcılar gelmediklerinden satış yapma olasılıkları daha fazladır

Geniş Zamanlar - Ayşe Kulin

Sosyal yaşam farklılıkları,hala birtakım yerlerde yanlış dini eğitim vererek genç beyinlerin yıkanması anlatılıyor.Araya serpiştirilmiş kısa bir öyküde ise Türkiye’de köylerin sağlık yönünden az gelişmiş olduğu ve bu az gelişmişliğin insanların düşünce ve yaşamında da var olduğunu belirtiyor.
Yazar bu kitapta;baş karakterin çektiği acıları,Türkiye’nin sosyal yapısını da ortaya koyarak diğer karakterlerin hikayeleriyle birlikte ele alıyor.Yazar;romanı öyküleyici anlatımla ve olayları bir akış içinde yazmış.Yalın ve akıcı bir üslup kullanmıştır.Kişileri ve öykülerini anlatırken zaman zaman betimlemelerde bulunmuş.Bu da kitaba ve kitabı okuyanlara ayrı bir tat veriyor.Yazıların arasında şiire de yer verilmiş.Özellikle kahramanın ameliyat olacağı zaman satır arasında ki şiir ruh halini yansıtıyor.Üç ayrı zaman üç ayrı hikaye.Güzel akıcı bir kitaptı.Ayşe Kulin her zaman farklı

1 Eylül 2013 Pazar

Naime URUL-Suçu hayvan beslemek cezası kelepçelenmek, biber gazı ve polis dayağı


Nazillide ki Naime hanımın evi 'polis, zabıta, belediye işçileri ve sağlık müdürlüğü doktorlarından' oluşan bir ekip ile basıldı. Kapı çilingir ile açtırıldı. Tartaklandı, kelepçelendi. Cinayet mi işlemişti? Hayır. Bomba mı atmıştı? Hayır. Banka mı soymuştu? Hayır. Bütün suçu, belediyenin bakım yeri olmadığı için kör, sakat, mağdur, şiddet ve işkence görmüş travmatik kedi ve köpeklere EVİNİ ve YÜREĞİNİ açmasıydı. Kelepçe ve biber gazının sebebi ise "Yıllardır canı gibi baktığı bu mağdur hayvanlarını", hayvanları alıp alıp belediye arabasının arkasına tıkıştırır gibi fırlatarak atan resmi ekibe karşı hayvanlarını korumaya çalışmasıydı. Tartaklanarak komşuların gözü önünde ekip arabasına bindirilip DERDEST !!! edildi. Resmi Ekibe karşı direnirken kedilerin bir kısmı can havli ile kaçmış. Sonra döndüğünde iki gözü de kör olan kedilerinin de olmadığını fark edince ağlayarak sokakları aramış ve kör kedilerinden 3 tanesinin ezilmiş bedenlerini bulmuş. Can havli ile yaşadıkları avludan kaçan kedicikler ne yazık ki ezilerek can vermişler. Gözüm rahatsız dediği halde biber gazını sıkmalarına rağmen, o hala daha sakat ve kör hayvanları için mücadeleye devam etmiş. Belediyeler görevlerini yapmayı beceremedikleri için, bu gariban mağdur hayvanlara bile bakmaktan aciz oldukları için, böyle yürekli kadınlar onları ölmeye terk edemedikleri için, evlerinde çok sayıda mağdur hayvana bakmakla baş başa kalmaktadırlar. O evde koruma altına alınmış olan o gariban kedilerin ve köpeklerin DEVLETİN GÜÇLÜ GÖREVLİLERİ tarafından tutulup tutulup arabanın arkasına atılırken yaşadıkları dehşeti düşünebiliyor musunuz? Belediyeler görevlerini ihmal edecek, bunun bedelini hayvanlar ve onlara bakan merhametli insanlar ödeyecek. Yok öyle... Naime hanıma uygulanan bu zulmü bütün dünyaya duyurmak, hayvan severlerin çektiği acılarak toplumun dikkatini çekmek, ona bu zulmü uygulayanların cezalandırılması BOYNUMUZUN BORCU oldu. Naime hanıma yapılanların cezasının verilmesi için lütfen bu dramı paylaşın. 

Nesrin Çıtırık
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı.


Dönüş- Ayşe Kulin

Ayşe Kulin Dönüş romanında bu kez Derya karakterinin gerçekler ile yüzleşmesini anlatıyor. Hayatına normal akışında devam eden ve herşeyin yolunda gittiğini düşünen Derya önce annesinden bir haber alır ve daha sonra bir çok mektup bulur. Mükemmel olduğunu düşündüğü hayatının son iki yılı bir anda sandığından çok farklı olduğunu anlar.

İki yıldır gizlenen gerçekler ortaya çıkmaya başlar fakat zor olan şey gerçekler ile yüzleşebilmek ve onları kabullenebilmektir. Her gerçek onu farklı bir yola sürükleyecek ve sonunda kendini bir kapının önünde bulacaktır. 

Ayşe Kulin Dönüş kitabında aldatma ve affetme üzerine bir hikaye anlatıyor ve gerçeklerin ne kadar acıtabileceğini gözler önüne sürüyor. Kendi değimi ile yeni romanını acıtan gerçeklerin romanı olarak tanımlıyor.


Kitaba başlamamla bitirmem bir oldu.Akıcı bir roman.Anlatı çok doyurucu olmasa da  dediğim gibi akıcı yönüyle beni sıkmadı. Konu biraz zorlama gibi ve bildiğimiz Ayşe Kulin romanlarından farklı. Konu çok fazla gereksiz ayrıntılarla uzatılmış, aslına bakılırsa 160 sayfada anlatılabilecek bir roman olabilirmiş bence.

20 Ağustos 2013 Salı

Sağır Soba-Mehmet ERDÜL

             Sağır Soba, yaşantımızdaki toplumsal sağırlıkları anlatırken Mustafa Kemal Atatürk' e yazılan bir mektupla başlar.

             "Sevgili Atatürk,
        Senin hilafeti ve saltanatı kaldırdığın günlerde, şeriat, hilafet ve saltanat yanlılarının sayısı bugünlerden daha fazlaydı.
           Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası gerçekleştirdiğin " Türk Devrimini izleyen günlerde bizlere " Türk, öğün, çalış, güven" demiştin ya, biz bunun ne demek olduğunu anlayamadık. 
             Sen öğün dedin,
  Toplumun bir kesimi, gerçekleştirdiğin devrimler ile onları yaşatmak ve geliştirerek övüneceğimiz yerde,  Osmanlıdan kalan senin gerçekleştirdiğin atılıma ters düşen geçmişle öğünmeye başladı.
             Sen "Çalış" dedin
       İş olanakları yaratarak çalışma ortamı oluşurmak yerine, işsiz milyonlarca insanımız yurt dışına gönderildi.Yurt dışında çalışan insanlarım, holdingler aracılığıyla, Fener ışığı altında dolandırıldı, soyuldu.
             Sen "Güven" dedin.
         Bazıları güvenilmesi gerekenin ne olduğunu bilemedi.Senin güvendiğin Türk halkına değil, başka ülkelerin başbakanlarına , yöneticilerine güvenmeye başladı.
          "Sen çağdaş medeniyet düzeyine ulaşmak gerekir" dedin, bazıları özenmeyi çağdaşlık, özentiyi bir kültür sandı.
          Yaşantımızın birçok aşamasında  karşılaşıyoruz sağır soba tavrıyla.
Siyaset sağır, siyasilerin büyük bölümü duymaz, duymazlıktan gelir durumda.Yerel yöneticilerin durumu farklı değil.Kimi siyasetçilerin söylediklerini kendi kulakları duymuyor.Bir gerginlik politikasıdır sürüp gidiyor.Sosyal devlet yapısı sallanıyor.Devletin toplumu yakından ilgilendir
en kurumları isteyerek , istenç ve irade ile bir plan içinde sağırlaştırılıyor." düşüncesine kapılıyor insan.
          Türkiye'de bir şeyler sağır soba gibidir.
          Adaletin sağır soba konumuna düşürülmesi acı vericidir.Geç kalmış adalet ne ısıtır ne de yakar.Sadece acı verir.

16 Ağustos 2013 Cuma

Osmanlı'yı yeniden keşfetmek-İlber ORTAYLI.

         İlber Ortaylı hocanın kitaplarını çok seviyorum.Sıkmıyor ve çok şeyler öğreniyorum.Ancak kötü tarafı da şu, kitabı okurken içimden İlber Hoca gibi konuştuğumu farkettim. Bu yüzden de kitapları biraz geç bitiriyorum :) Kitap'tan notlar;
       -Devşirme, çok kısa bir tarifle, devletin kapıkulu ocakları olan sipahilerle, yeniçerilerin yenilenmesini temin etmek için ortaya çıkmıştır, çünkü insan ve savaşçı yüzü yenilenmek zorundadır.Hristiyan çocuklardan devşirme alınmıştır.Niye, hristiyan çocuklardan diyoruz.Çünkü musevi toplumundan, Osmanlılık' ın Musevi Kompartımanından devşirme alındığı görülmemiştir.Bunun nedeni antisemitizm veya Yahudilik aleyhtarlığı değildir, Yahudilerin şehir toplumu olmasıdır. Bunun dışında hepimizin bildiği gibi fakat yanlış olarak tekrarlandığı üzere, Müslümanların da devşirmeye alınmadığı söylenir.Bu bir genel kuraldır, ama istisnası da yok değildir.Mesela İslam Ansiklopedisinin "devşirme" maddesinde  bu konuda istediğimiz malumatı bulabiliriz.Bazı müslüman köylerden de çocuk devşirilir.Çünkü bu köylerin ahalisi bunu istemişlerdir.
     -Doğu Roma diyoruz İstanbul' a, Bizans demiyoruz; çünkü Bizans bu imparatorluk yıkıldıktan sonra Avrupa'nın verdiği bir isimdir ve imparatorluk geleneğini küçültmek için konan bir isimdir.

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Elif-Paulo Coelho

"Kendimi de affediyorum.Geçmişteki facialar artık yüreğime ağırlık yapmasın.Istırabım ve kinin yerine anlayışı ve ahengi koyuyorum.İsyanın yerine kemanımdan yükselen müziği koyuyorum.Acının yerine unutmayı koyuyorum.İntikamın yerine zaferi koyuyorum.Hayal kırıklıklarıma rağmen yeniden sevmeyi başaracağım,Elimde hiçbirşey olmasa da vermesini bileceğim, Yapayalnız kalsam, terk edilsem de elimi uzatacağım,Hıçkırarak ağlarken bile gözyaşlarımı sileceğim,Bana güvenilmese de ben güveneceğim.Gözlerini açıp ellerini başıma koydu.Yüce Varlık'tan gelen bir salahiyetle."Böyle olsun. Böyle olacak" dedi.  
Öyle kadınlar gördüm ki bir şiirle evlenmek Için bir romandan vazgeçmeye hazırdırlar.John Keats

30 Temmuz 2013 Salı

HAYATA DAİR





Mucizelere inan ama onlara bel bağlama.
Durum ne olursa olsun nezaketin sana zarar vermeyeceğini unutma.
Canın sıkkınken asla buzdolabını açma..
Gezinden döndüğün gün harcamalarının bir listesini yap.
Bu güzel ülkede doğduğun için şükret.
Küçük şeyleri iyi yapmaktan kaynaklanan tatmin duygusunu yaşa.
Islanmak istemedikçe, elinde hortum tutan birine yaklaşma.
Bayram ziyaretlerinde ikram edilen çikolatayı asla reddetme.
Bir otomobil kazasında polisle ve sigorta şirketinden biriyle konuşmadan önce, hiç kimseyle kaza hakkında konuşma.
Mali durumunu bir kartal gibi gözle.
Sonuçta ne elde ettiğimizle değil ne verdiğimizle hüküm giyeceğimizi unutma.
Başkasının arabasında yolcuyken çalınan müzikten asla şikayet etme.
Elindeki kitabı bitir.
İnsanlara daima bahçeleri ve bebekleriyle ilgili iltifat et.
Fiyatta aldatılmanın kalitede aldatılmaktan daha iyi olduğunu unutma.
Her yıl çocuklarının okula başladığı ilk günü fotoğrafla.
Çocuklarının yaptığı her sporun kurallarını öğren.
Bir arkadaşın hakkında daha iyi söz duyduğunda bunu ona ilet.
Doğru olduğunu bildiğin şeyi yapmakta asla tereddüt etme.
Yolculuklarda yanına, ağzı kapanır torba ile not defteri al.
Dikkat çekmek için iş yapma, dikkat çekecek bir iş yap.
Bilgi ve deneyimlerini paylaş.
Konuşmalarında , davranışlarında ve hükümlerinde yardımsever ol.
Beklentilerin yüksek olduğu bir iş yerinde çalış.
Çocuklarının ve torunlarının seni adınla çağırmalarına izin verme.
Çocuklarını kardeşleri ya da sınıf arkadaşlarıyla kıyaslama.
Şükranlarını ve övgülerini ifade ederken samimi ol.
Birisinin fotoğrafını çekmeden önce izin al.
Sivil örgütlere katıl.
Büyük bir felaket ihtimali yoksa bırak çocukların bildikleri gibi yapsın. Yaptıkları hatalardan başarılarından öğrendiklerinden daha fazlasını öğrenecektir.
Çabuk affet.
Karına sık sık ne kadar güzel göründüğünü söyle.
Yıldönümü hediyesi olarak fişe takılması gereken birşey asla verme.
Nerede olursan ol geceyarısından sonra pek de iyi şeyler olmadığını unutma.
Bir fotoğraf makinesi hediye ederken içine filmini ve pilini koymayı unutma.
Çocuklarının önünde eşine asla kötü bir söz söyleme.
Çocukların çoktan uyumuş olsa bile onlara iyi geceler öpücüğü ver
Boğaza takılan bir şeyi çıkarma yöntemlerin öğren
Terbiyeli bir çocuğun ebeveynine bu konuda iltifat et
Yolculuk ederken cüzdan, otomobil anahtarları, gözlük ve ayakkabılarını yatağının çok yakınında tut
Birisi seni hayal kırıklığına uğrattığında ondan tamamen umut kesme
Şirketinin parasını kendi paranı harcarken gösterdiğin dikkat ve temkinle harca
Yaşamın büyük değişikliklerinin ender olarak önceden uyarı verdiklerini unutma
Çocukların özürlü bir kimseyi asla küçümsememeyi öğret
Yapman gerekeni bütün kalbinle yap
Bu konuda konuşmak istemediklerini bilmediğin sürece insanlara kiloları hakkında asla bir yorum yapma
Gazetenin ekonomi sayfasın düzenli bir şekilde oku
Sevdiğin bir iş bul ve severek çalış
Yolculukta temel ihtiyaçlarının listesini yap ve bavulunda tut
Çocuklarının televizyon izleme süresini ve programlarını sınırla
Saygınlığı popülerliğe tercih et
Kaliteyi lükse tercih et
Zerafeti modaya tercih et
Tek bir insanın ya da yalnızca bir düşüncenin hayatını değiştirmeye yeteceğini unutma
Dertlerini arkadaşlarına ya da çalışma arkadaşlarına yükleme
Arada sırada, işini yavaşlatmalarına rağmen bırak çocukların sana yardım etsin
Bir arkadaşına sürpriz bir parti düzenle
Tatil için daima izin ayır
Seni güldüren fıkra, yazı ve çizgi romanlardan oluşacak bir Tebessüm Dosyası aç
Tekrar okumak isteyebileceğin makaleler için Tekrar Oku dosyası aç
Nasihata ihiyacın olduğunda büyükannelerini ara
Kızına da oğluna da yemek pişirmesini öğret
Her terslikte saklı olabilecek iyi bir fırsatı ara
Annen "pişman olacaksın" diyorsa, büyük ihtimalle pişman olacağını unutma
Karının arkadaşlarını eleştirme
Çocuklarını okula bırakırken ve okuldan alırken gecikme
Hanımlar ayaktayken oturma
Bir otomobil alırken ya da eve pahalı bir eşya alışverişi yaparken deneyimleri olsun diye çocuklarını da yanına al
Ülkenin tarihini çok iyi bil
Arada sırada, evde yapılan börek ya da kurabiyeleri büroya götür
Şiir yaz
Ayda bir kez senin işini senden daha iyi bilen birisini öğle yemeğine davet et
Deneyimli insanları asla dikkate almamazlık etme
Kartvizit kolleksiyonuna her gün yeni bir isim eklemeye çalış
Kullanmayacağın indirim kuponlarını, başkaları kullanabilsin diye, mağazada, o ürünlerin yanına bırak
Büyüklerine saygılı ol
Yabancı ülkelerde asla ülkeni eleştirme
Sevdiğin insanlar ayrılırken otomobilleri gözden kaybolana kadar gözle
Doğum gününde annene bir teşekkür kartı yolla
Kadınların ve çocukların yanında belden aşağı bir fıkra anlatma
Her telefonun yanında kalem bulundur
Yanlış numara çevirdiğinde telefonu özür dilemeden kapatma
Haftada birkaç saatini işinle ve yaşam tarzınla hiç ilgisi olmayan dergileri okumaya ayır
Başkalarından beklediğin yüksek standardı kendine de uygula
Yoluna çıkan aksiliklerin, seni yüreğinin izlemeni söylediği yoldan alıkoymasına izin verme
Bugünün işini yarına bırakma illetine karşı savaş aç
Hiç kimsenin mektuplarını açma
En sevdiğin kitabını asla ödünç verme
En sevdiğin alıntıyı daktilo et ve her gün görebileceğin bir yere as
Bir oyunu eşli oynuyorsan eşinin oyununu asla eleştirme
İyi bir araştırmacı olmanın tekniklerini öğren
Dedikodulara kulak kabart, katkıda bulunma
Umut ver
Sözün senedin olsun
Bozuk paranı say
Evliliğin kolaylıklar esası üzerine değil bağlılık sözü üzerine kurulduğunu unutma
Birisinden özür dilemek zorunda kaldığında bunu şahsen yap
Yazarların "ilk yapıtları"nı oku
Projeleri vaktinden önce tamamla
Çocuksuz bir çifte asla ne zaman çocuk yapacaklarını sorma
İstediğin şey için çalışırken sahip olduklarınla mutlu ol
Çocukların yardıma ihtiyacı olanlara cömert davrandığını görsünler
En küçük zaferleri bile kutla
Ayak tırnaklarını yalnızken kes
Gece yattıktan sonra ertesi sabaha kadar sorunlarınla uğraşmayı bırak
Alışveriş arabalarını gösterilen yere bırak
Bir otomobil satıcısına asla ne kadar harcamak istediğini söyleme
Hediye çeklerini en kısa zamanda kullan
Şükran dolu bir kalbin her zaman mutlu bir kalp olduğunu unutma
Düğünlere ve cenazelere katılmaya gayret et
Birkaç cesaret verici ve övücü sözcüğün bir kimsenin gününü aydınlatacağını unutma
Her yıl, mezun olduğun okula bağışta bulun
Resepsiyonculara ve sekretere daima özel bir nezaket göster. Kapı nöbetçileri olduklarını unutma
Harcamadan önce parayı kazan
Ne zaman bir ambulans sireni duyarsan içindeki kişi için dua et
Yaptığın tercihlerin sonuçlarını tercih yaptıktan sonra değil yapmadan önce düşün
Veli-öğretmen görüşmelerine ve aile birliği toplantılarına katıl
Karanlıkta ilaç içme
Çocuklarını değil karını şımart
Biri masana yaklaşırken yaptığın işi bırak ve başına kaldır
İndirim isterken ötekinin de makul bir kar yapmasına izin ver
Pasaportunun süresini geçerli tut
Otel odasına girer girmez acil çıkışların nerede olduğunu öğren
Çocuklarının öğretmenleriyle tanış
Alçak gönüllü kal
Kendini salma
Yirmi dört saat açık tuvaletli bir benzinciyi nerede bulabileceğini bil
Telefonda, görmeden alışveriş yapma
Misafir olarak asla yemekten, içecekten ve yataktan şikayet etme
Topluluk önünde konuşma dersleri al
Bir hediyeyi asla eleştirme
Evde, büronda ve otomobilinde yapışkan bant bulunsun
Çocuklarından kendilerine düşen ev işlerini yapmalarını iste
Yetişkin birinin yaşını ya da kilosunu tahmin ederken alçaktan at
Birisinin maaşını tahmin ederken yüksekten at
Giyinmeyi istediğin gibi giyinen bir tezgahtar seç
Bir arkadaşının yardımına ihtiyacı olduğunda o istemeden yardım et
Otomobilin bagajında boş bir benzin bidonu bulundur
Şehir dışından gelmiş otomobillere yolda biraz daha yer ver
Hamburger ikram ederken ekmeği daima ısıt
Çocuklarına herhangi bir işi yapmanın hissettirdiği gurur, tatmin ve onuru öğret
Hamile olduğunu kesin bilmedikçe bir kadına bebeğin ne zaman doğacağını sorma
Otomobilin torpido gözünde acil durumlar için daima para bulundur
Acımasız sözcüklerin derinden yaraladığını unutma
Sevgi dolu sözcüklerin çabucak iyileştirdiğini unutma
Güzel bir sabah değilse neşenle güzelleştir
Çocuğunun doğduğu gün bir ağaç dik
Bir TIR'ın arkasında kalacak pozisyondan daima kaçın
Denginle ya da biraz yükseğiyle evlen
Özel bir defter tut. Her gece yatmadan önce o gün gördüğün güzel bir şeyi yaz
Sabah ilk kalkan sensen, sessiz ol
Sevdiğin birine yazdığın mektuba ailenin son fotoğraflarından birini ekle
Bir gencin manevi ağabeyi ya da ablası ol
Beklenmeyene açık ol… Fırsatlar ender olarak tertipli paketlerde gelir
Yeni bir elemanı eleştirmeden önce kendi ilk iş günlerini hatırla
Çocukların iyi yetişmesi için onlara iki kat zaman ve yarı yarıya para harca
Çocuklarına aile kararlarına katılma fırsatı tanı. Önsezileri seni şaşırtacaktır
Aile fertlerini birkaç günlüğüne bir geziye uğurlarken onları sevdiğini söyle
Kişisel adres ve telefon defterinin bir yedeğini bulundur
Müşteri değerlendirmesi kartlarını daima doldur
Tabaklarındaki her şeyi yemeleri konusunda çocuklarına fazla yüklenme
Babanla balığa çıkma fırsatını asla kaçırma
Annenle yolculuk etme fırsatını asla kaçırma
Karşıdan karşıya geçerken çocukların elini tut
Hergün sağlığını koruyan bir şey yap
Her bahar bir kaç domates fidanı dik
Sana iyilik yapmak isteyen bir kimseyi asla engelleme
Bir kadına saçını kestirmeden önce daha güzel olacağını asla söyleme
İlk önce toz al, sonra makineyle süpür.
Birisinin otomobilinde yolculuk yaparken otopark ve otoyol ücretlerini ödemeyi öner.
Biri seni yemeğe davet ettiğinde bahşişi ödemeyi öner.
Başarılı bir geleceğin bugünden başladığını unutma.
Çocuğunun dert ve üzüntülerini gözden kaçırma.
Uzaktan ilgili olduğun herhangi bir konuda verilen ücretsiz derslerden yararlan.
Gerçekleşmesi için uzun bir zaman gerekiyor diye bir hayalinden asla vazgeçme. Zaman akıp gider nasıl olsa.
Yazılı yorumlarının ciddiye alınmasını istiyorsan iyi bir kağıt kullan.
Çocuklarla denize koşan ya da havuza ilk atlayan büyük sen ol. Sana bayılırlar bunun için.
Fırsat buldukça köpek yavrularını, kedi yavrularını ve bebekleri kucağına al.
Patronuna senden beklentilerini sor.
Otomobildeki radyoyoyu cankurtaran otomobillerinin sirenlerini duymayacak kadar yüksek sesle dinleme.
Çocuklar aralarında kavga edip özür diledikten sonra birbirlerine iyi şeyler söylemelerini iste.
Senden öncekilere olan borçlarını asla unutma.
Arkanı kolla.
Kilonu kolla
Dilini kolla
Yaratıcı ve yenilikçi herşeyin taklit edileceğini unutma
Yolculuk için gerektiğini düşündüğünden daha fazla iç çamaşırı ve çorap al
İçinde olduğun pozisyona değil, yükselmek istediğin pozisyana uygun giyin
Başucunda kitap bulundur
Başkasının okumasını istemediğin hiçbir şeyi yazma
Uyuyan çocuğun kulağına "Seni seviyorum" diye fısılda
Bir yangın alarmını asla dikkate almamazlık etme
Ne olursa olsun daima onların yanında olacağını çocukların bilsin
Kış aylarında beklenmedik durumlar için otomobilin bagajında bir battaniye bulundur
Aile içi bir anlaşmazlığın sonunda ilk özür dileyen ol
Bir ev yaptırırsan mutlaka sineklikli bir terası olsun
Yenilikçik ol
ihtiraslı ol
İşine sadık ol
Biriyle konuşma sırasında saatine bakarken yakalanma
Hayatın en değerli dakikalarının, haber vermeden geldiğini unutma
Hiç kimseye iyi şarkı söyleyemediğini söyleme
Hiç kimseye espri anlayışı olmadığını söyleme
Ebeveynler çocuklarını tanıştırdığında "Anneniz babanız sizi o kadar övüyor ki sizinle çok tanışmak istiyordum" de
Annenle tartışma
Hesap makinesini kullandıktan sonra sil
Çocuklarla çalışıyorsan üzerinde çizgi roman kahramanlarının resimleri olan bir kravat tak
Her yaşın yeni fırsatlar getirdiğini unutma
Çocukların bütün arkadaşlarını tanı
Bir konuşma ya da sunuş yapmadan önce hafif ye ya da hiç yemek yeme
Karınla elele uzun yürüyüşlere çık
Nisan'da bahçelerini gez
Saygı duyduğun bir yaşlıya çok ihtiyacı olan şeyi sor
Her doğum günlerinde çocuklarının boyunu mutfak kapısının kenarına işaretle. Kapıya asla boyama
Arada sırada bırak çocukların yağmurda oynasın
Huzur dolu bir ev ortamı yarat ve sürdür
Dünyanın en düşünceli arkadaşı sen ol
Aile fotoğrafları çekerken günlük yaşantıyı da yansıtacak pozlar çek
Karına ne kadar kızarsan kız asla ayrı yatma
Rüzgarlı ilkbahar günleri için otomobilinin bagajında bir uçurtma bulundur
Ailenin her ferdi için yatak odalarında bulunduracakları bir el feneri al
Hiç kimseyle ilerde değişeceği umuduyla evlenme
Bir dünya küresine sahip ol
Şakadan olsa bile kimseye aptal deme
Çalıştığın şirket için neyin önemli olduğunu ve o şeyi herkesten daha iyi yapmayı öğren
İçinde ne olduğunu bilmiyorsan çikolataya bandırılmış hiçbir şey yeme.
Yolculuklarda yanına daima yedek beyaz bir gömlek ve kravat al.
Otomobilin torpido gözünde kentinin ve bölgenin en son yol haritasını bulundur.
İlk aldığın maaşla annene bir buket çiçek, babana da bir kravat hediye et.
Tutumlu ol.
Olumlu ol.
Nazik ol.
Ucuz resim çerçevesi alma.
Ucuz motosiklet kaskı alma.
Kişiyi değil davranışı eleştir.
Başka bir eğlence bulmak için bir eğlenceyi asla bırakma.
Yolculuklarda gideceğin yerin adres ve telefonunu cüzdanında taşı.
En sevdiğin plajdan deniz kabukları topla.
Zedelenmiş bir ilişkiyi yeniden kur.
Uzun otomobil yolculuklarında şöförden başka birisinin de uyanık kalmasına dikkat et.
Ayakkabıların daima boyalı olsun.
Her ay en az bir kere ter ve toz toprak içinde kalacağın bir iş yap.
Değişiklik olsun diye, yatarken çocuğundan sana bir masal okumasını iste.
Sevgililer gününde karından başka çocuklarına da kart yolla.
Kötü talihin de iyi talihinde çok uzun sürmediğini unutma.
Kimsenin seni tehlikeli olacağını düşündüğün bir hızda otomobil kullanmaya kışkırtmasına izin verme.
Yabancı bir ülkeye gitmeden o ülke hakkında okuyabildiğin kadar çok şey oku.
Fişleri sakla.
Çocuklarına, bir şeyi bölerek paylaştıklarında ilk önce öteki çocuğun seçim yapması gerektiğini öğret.
Markette kasa sırasında arkandaki kişinin bir iki parça alışverişi varsa sıranı ona teklif et.
Telefonla soran bir kişiye asla bir arkadaşınızın ya da akrabanızın adını ya da telefon numarasını verme.
Otomobil satın almaya giderken pahalı saatini evde bırak.
Beynin dışarı akacak derecede açık fikirli olma.
Yaşlı biri odaya girdiğinde ayağa kalk.
Karın yolculuğa çıkarken bavuluna bir aşk mektubu sakla.
Elektrikli testere aldığın ilk gün çok temkinli ol. Mahalledeki her şeyi kesmek isteyeceksin.
Birkaç kilo verip içine sığabileceğini düşünerek asla bir giysi alma.
Zaferi de yenilgiyi de aynı zerafetle kabul et.
Bir kitabın üstüne asla bir içecek koyma.
Otomobilinin yağ göstergesinin yanmasını asla dikkate almamazlık etme
Birisi senden özür diledikten sonra ona nutuk atma
Yeni bir eve taşındığında, daha bir eve benzesin diye bir gül fidanı dik ve "Hoşgeldiniz"li bir paspas koy
Evlilik yıldönümünüzü gün boyunca kutla
Sevdiğin birinden uzaklaşırken öpücük yolla
Yardım isteyenleri eli boş gönderme
Kötü Türkçe konuşan biriyle asla alay etme. Bu başka bir dil biliyor demektir
Alışveriş yaptığın yerlerde kasadaki kişilerin daima hatırını sor
Bayramlarda dostlarına tebrik kartı yolla
Hayatın insanların üzerindeki etkisini asla küçümseme
Bir şeyleri açmak için dişini kullanma
Arada sırada eski mezarlıkları dolaş, mezar taşlarını oku
Sizi gideceğiniz yere götürmek isteyen birisini bekletme
Her günün kıymetini bil
Birisinden senin için bir şey yapmasını istersen bırak kendisi bildiği gibi yapsın
Şevkini başkalarının olumsuzluğundan koru
Uzun bir yolculuk dönüşü ebeveynlerini ara
Çocuklarını düzeltmenin en iyi yolunun evliliği düzeltmek olduğunu unutma
Birbirlerini eleştiren çiftlerle çok birlikte olma
Birisi sana bir şey verdiğinde asla "Niçin zahmet ettiniz, gerek yoktu" deme.
Yerde para bulduğunda al ve gördüğün ilk kimseye ver.
Aynı davranıştan değişik sonuçlar bekleme.
Habersiz gelen misafirlere daima yiyecek ve içecek bir şeyler ikram et.
Torpido gözünde kolonyalı mendil bulundur.
İkiden daha çok kedisi olan bir kimseyle çıkma.
Birisi seni sevdiğini sevdiği söylediğinde asla "Hayır, Sevmiyorsun" deme.
Çocuklarınla yarıştığında bırak en sonunda onlar kazansın.
Temel ilkelerin için tek başına da kalsan diren.
Ailenle tatildeyken harcamalar üzerinde çok durma. Para hesabı yapmanın değil hatıraların zamanıdır.
Sadık ol.
Herkesin kötü günleri olabileceğini unutma.
Kimseyi bilerek utandırma.
Önyargıların sorgula.
Öfkeli olduğun zamanlar otuz dakikalık bir yürüyüşe çık; gerçekten öfkeliysen şömine için bir miktar odun kır.
Yetişkinler hastalanınca onlara çocuklarmış gibi bak.
Unutma, varlıklı olmak, istediğin bütün paraya sahip olmak değil, ihtiyacın olan paraya sahip olmaktır.
Ne yaparlarsa yapsınlar çocuklarınla iletişimi asla kesme.
Beklenmedik sorunlar için bankada bir miktar para bulundur.
Şaka yoluyla birçok doğrunun söylenebilineceğini unutma.
Tavrının veriler kadar önemli olduğunu unutma.
Yeni anne-baba olmuş birisiyle konuşurken daima bebeklerinin bir resmini görmek iste.
Gerçek mutluluğun dürüst yaşamaktan kaynaklandığını unutma.
Gereksinimin olursa nasihat iste ama hayatın üzerinde kimsenin uzman olmadığını unutma.
Her gün çocuklarını cesaretlendirici birşeyler söyle.
Başarılı bir evlilik yaratmanın çiftçilik gibi olduğunu unutma: Her sabah yeniden başlamalısın.
Kendini asil bir amaca ada.
Sade yaşa.
Çabuk düşün.
Dikkatli yürü.
Dürüst savaş.
Cömertçe ver .
Derin sev.