Bu Blogda Ara

28 Temmuz 2013 Pazar

Che Guevara - Jean Cormier


              Öğrencilik yıllarında kendi yazısının grafolojik incelemesine çok önem vermesi onun, karakterinin gelişimini nasıl dikkatle takip ettiğini gösterir.Bunun için, belli aralarla , aynı cümleleri yazıyor, bu cümleler, bir idam mahkumunun, Moliere' in dilinde yazdığı  son sözleridir; " Bu son saniyelerde, darağacında başım dik gidebilecek güce sahip olduğuma inanmıyorum.Ben kurban değilim, sadece Fransa toprağına bereket getirecek bir kaç damla kanım. Ölüyorum çünkü halkın sonsuz dek yaşaması için benim ölmem gerek.."

           Hekim, arkeolog, yazar, gazeteci, fotoğrafçı, ozan, satranç oyuncusu, sporcu sonra gerilla savaşçısı, Ulusal Bankanın başkanı, bakan, büyükelçi.Hiç kuşkusuz, Che çoğuldur.Ben'i bilinçli olarak ve ısrarla, azimle, biz' e doğru götürmüştür. O bir kaleidoskoptur, her yüzeyi öteki yüzeyleri aydınlatır ve yönlendirir. 

               Olay, Che'nin  kusursuz belleğine karşın unuttuğu  bir bohioda, Ramon Corria adlı köylünün  çiftliğinde yaşanmıştır.O yabancı Arjantin'li Raul'den , Fidel' in kardeşinden, Moncada baskını savaşçılarından biri olan Almeida' da önce komutanlığa getirilmiştir.Fidel' in isteği üzerine Celia Sanches, sırt çantasından çıkardığı altın sarısıbir küçük yıldızı, Küba Devriminin babası Jose Mani' nin yıldızını yeni komutana veriyor.Che, giydiği siperli kasketin yerini alan siyah berenin üzerine iliştiriyor bu yıldızı.Ve Che, bu gmrünüşüyle 6 Mart 1960' da Havana' da Alberto Korda'nın çektiği ünlü fotoğrafla ölümsüzlüğe erişecektir.

              Ernesto çoğu zaman, Barbudolarda adet olduğu üzere, ağzında neredeyse dudaklarını yakacak kadar kısalmış bir puroyla kampı dolaşarak, yemeğin eşit dağıtılıp dağıtılmadığını denetliyor.Kahvesini içip bitirmiş olanın elinden bir kez daha doldurmasın diye fincanını alacak kadar ileri gidiyor.Saplantıya varan bir eşitlik tutkusu...

              Bir insanın ölümü, tüm insanların mutluluğuna hizmet etmelidir, diye tekrar tekrar söylüyor.

             Fidel, nisanda Birleşik Devletler'e gidiyor istemeye istemeye! " Çağımızın en korkunç sorunu, diye yazıyor, dünyanın  bir seçim yapmak zorunda olması: Halkı aç bırakan kapitalizm mi, yoksa ekonomik sorunları halleden, ama özgürlükleri ortadan kaldıran komünizm mi? Kapitalizm, insanı feda eder. Komünist devletse, totaliter yönetim anlayışıyla  insan haklarını yok etmektedir.İşte bu yüzden, nebiri, de de ötekiyle yola devam edevilirsiniz.Bizim devrimimiz, özgür Küba Devrimidir."

           
“Çocuğunu asma köprüde sallayan
bir annedir İstanbul
ki onun
içi süt dolu
biberonudur Kız Kulesi
soğusun diye suya tutulan...”

Ruhi Mücerret'ten sözler

"Bir yetim çocuğun başını okşa. O zaman, onun gözlerinde Allah'ı görürsün.Bir fakire yardım et.Onun gözlerinde Allah'ı görürsün.Bir kediye yiyecek ve su ver.Onun gözlerinde Allah'ı görürsün."

"Seni öldürmeyen şey seni şişmanlatır."


"Savaşın amacı vatan için ölmek değil, karşı cephedeki piç kurusunun, vatanı için ölmesini sağlamaktır. Gen.George Smith Patton"


"Öldüğün gün, diğerleriyle aynıdır.Sadece biraz daha kısa sürer." Diop Dia Pa.Çeyrek Empati


Bir insan hakkındaki gerçek duygularınız, onu uyandırırken açığa çıkar.


"Hakiki müziksever, banyoda şarkı söyleyen kızı işitince, anahtar deliğine gözünü değil kulağını dayayandır." 



"Velhasıl dünyada bir cennet inşa edersen, ölümle cennete yatay geçiş yaparsın.Asıl hayat cennettedir.Demek ki dünyada mümkün olduğunca yaşatmaya bakmak gerek .Fidan dik,kuş besle, evlat büyüt, umut ve sevinç aşıla...İnsanlar senin yanındayken kendilerini cennetteki gibi kınanmayan, yadırganmayan, dışlanmayan aksine ödüllendirilen , yüceltilen hoşnut edilen, ikramda bulunulan konumunda, özgür hissederlerse sen, bulunduğu yeri cennete benzetmişsin demektir.Cennetin inşaasında bir mühendis, mimar, usta, kalfa yada işçi olarak çalışıyorsun demektir.Yok, eğer öldürürsen, yaşatmazsan, beslemezsen, yaşama azmi aşılamazsan; insanlar senin yanında kendilerini cehennemin dumanında boğulur gibi sıkıntılı, üzgün, baskılanmış, boyunduruk altında, kısıtlanmış, suçlu mahcup, rahatsız, cezalandırılmış, mahrum... hissederlerse, sen cehennem kurmuşsun demektir. Zebanileşmişsin. Burada  kendi ellerinle bina ettiğin cehenneminden, öldüğün anda yatay geçişle ahiret cehennemini boylarsın.
-İyi de, kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar, kestiğimiz kurbanlar... ne oluyor?

-Tüm vecibeler seni cennet inşa etmeye yöneltmek içindir.Sen defalarca hacca gitsen de, eğer insanları hor görüyorsan, öldükten sonra şaşakalırsın.Aptala dönersin.Zebaniler o hacı kıçına kızgın demiri sokar." 

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Aşk Saati-Hakan Koçak


Eğer aşk zamansız olmasaydı
Hayat bu kadar uzamazdı
Her yağmur damlası bir sevda taşı içerinde
Bütün amacı toprağın bedenine kavuşmak
Düşen her damlası aşkı zaman ile yoğurur
Saatin dişlilerine yağmurun suları akarken
Akrep ile yelkovan bir aşk için sözleşiyorlar
Zamanı geldiğinde kavuşacaklar
En uygun saat on ikide
Mil haberdar bu niyetten
Aklı ise tilkilikte
Çabucak dönüp dursa da
Aslında biliyor ne olup bitmekte
Her altmış dakikada bir
El ele tutuşup bakışmalardan
Milin iç sesini duyar gibiyim
Kendi içinde haykırarak
Aman yarabbi bu aşk nasıl bir şey ki
Kan damarda durmuyor
Fitne fesada çıkacak adım
Bunlar ne zaman bıkacak birbirinden
Belli ki mil ayrılık tohumları ekmek istiyor
Şeytanın rolüne soyunmuş
Yüzü kırmızıya çalar hasedinden
Saat altıda yani baş aşağı durduğunda bile
Akrep hiçbir şeyi umursamıyor
İşte budur aşk en zor zamanlarda bile hayata dair bir umutla yaşarlar
Dakikalar ve saatler birbirini kovalar
Gece uyku girmemiş gözlerine
Zaman geldiğinde yani on ikide
Öğle vakti meydanın orta yerinde
Akrep elinde gülleriyle beklemekte
Yelkovan bütün güzelliğiyle
Kadranı ağır adımlarla yürüyor bütün cesaretiyle
Mil koşarak dolanmakta her bir yeri
Akrep yelkovanın güzelliğini görünce
Çivilenir yerinde ve uzatır ellerini ellerine
Gözler zaman işaretlerinin parlaklığına aldırmadan bakışıyorlar

Aşk zamanlarında kulelerin çanları uzun çalar
Ve o an artık aşka şahittir bütün zamanlar
Şef haydi çocuklar diyor
Düşlerinizin ezgisini
En iyi melodinizi çalın
Avuçlar bir dansın alkışını tutacakken
Mil çıkıyor sahneye çığlıklarla
“Ey ahali işte bunlar size anlattığım ahlaksızlar”
O an susuyor bütün çanlar
Yelkovan şaşkın gözleri yaşarıyor
Al beni götür buradan diyor
Akrebin kalbine kazıklar çakılmış gibi
Yelkovanın ardından laf edilsin istemez
Yüzüne kara çalınsın istemez
Lütfen git yalvarırım sana leke sürülsün istemiyorum
Ama yeminle söylüyorum
Bir gün burada tam durduğumuz yerde
Milin çarkını kıracağım
Belki zaman duracak ama
Ebedi yolculukta senin kollarında olacağım
  "Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
  sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya 
  anamız çay demliyor ya güzel günlere 
  sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa 
  sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız 
  bu, böyle gidecek demek değil bu işler 
  biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz 
  ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
   işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz…” Cemal Süreya
Bir yetim çocuğun başını okşa. O zaman, onun gözlerinde Allah'ı görürsün.Bir fakire yardım et.Onun gözlerinde Allah'ı görürsün.Bir kediye yiyecek ve su ver.Onun gözlerinde Allah'ı görürsün.

Hayat tersine yaşanmalıydı bence...


Hayat tersine yaşanmalıydı bence...

Önce ölümü savuşturmalıydık başımızdan.

Yirmi yılımızı huzurevinde geçirip,

Çok gençleştiğimiz için atılmalıydık.

Altın bir saatimiz olduktan sonra işe başlamalıydık

Kırk yıl çalışmalıydık, ta ki emekliliğin tadını

çıkarabilecek denli gençleştiğimiz güne kadar.

Üniversiteye gitmeliydik sonra, liseye hazır hale

gelinceye dek PARTİ yapmalıydık.

 İyice ufalmalıydık, oyun oynayıp sorumlulukları unutmalıydık...

 Küçük bir kız ya da erkek bebek olunca annemize

 dönmeli, son dokuz ayımızı yüzerek geçirmeli,

 ve.. sevgi dolu bir bakışta son bulmalıydık.  Norman GLASS