Bu Blogda Ara

10 Mart 2018 Cumartesi

Tuncay Terzihanesi - Sunay Akın


Sunay Akın'ın terzi olan babası Tuncay Akın'ı anlatımı ile başlayan bir kitap. Kitabın tamamının bu konu etrafında devam edeceğini ve Sunay Akın'ın çocukluk gençlik anılarını okuyacağımı sanmıştım. İlginç olabilirdi. Ama yine Sunay Akın' ın diğer kitaplarındaki gibi aynı kurgusal şekildeki, bakın hele bakın bakın "o öyle değil de böyleydi", yada "o adam kimdi biliyor musunuz çok sevdiğiniz şu adamdan başkası değildi" tarzı eğlenceli bazen hüzünlü araştırmasal hikayelerini okudum. Yine her zamanki gibi 'ki İlber Ortaylı' da da aynı durum oluyor' medyadan tanıdığım yazarların kitaplarını kendi sesleri ile okudum. Güzel kitap ama diğer kitaplarından farklı değil.

Beğendiğim alıntılar ise şöyle:


Babamın terzi dükkanı her zaman büyülemiştir beni. İlk oyuncaklarım makaslar, iğneler, kumaş parçalarıydı. Babam elbiseleri keser dikerdi, bense hayalleri.


Sayfalarını yırttım

Yüz Ünlü Türk adlı kiyabın
terzi dükkanındaki resmine
içinde rastlamayınca
kılıncı diliş iğnesi
kalkanı yüksük olan babamın

Server Tanilli, Strasbourg'da düzenlenen bir toplantıda tarihin bir fotoğraf makinesi olduğunu belirterek şunları söylemişti: "Tarih fotoğraf makinesiyle dünyaya gelen herkesin bir kez fotoğrafını çeker. Nerede, ne zaman çekeceği bilinmez, ama mutlaka çeker ve de bir kez... Herkes o fotoğrafına bakılarak anılır, hayattayken ne yapmış diye. Sunay, tarih bir gün senin de fotoğrafını çekecek. Dikkat et, sakın o fotoğrafta gözlerin kapalı çıkma!.."


Çağın bu kadar çabuk değişebileceğini bilseydi Kubilay kafasını verir miydi? Günün birinde işlerin bu hali alacağını bilseydi Şeyh Said o kadar acele eder miydi?


Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
Kuklacı Felek Usta, kuklalarda biz.
Oyuna çıkıyoruz, birer, ikişer:
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.


Kitap bir pencere aralığına konulduğunda, adadan içeriye temiz hava girmesini sağlar. İnsan içinde aynı işlevi yerine getirir. Okunduğunda, insan beyninin havalanmasına, oksijen kazanımıyla düşüncelerin yenilenmesine neden olur.


Çocuğunu asma köprüde sallayan
bir annedir İstanbul
ki onun
içi süt dolu
biberonudur Kız Kulesi
soğusun diye suya tututalan

Rüzgar doğanın bir armağanıdır erkeklere! Bu armağanın kıymeti, modanın gelişimiyle daha da iyi algılanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder