Bu Blogda Ara

Bu Vatan Böyle Kurtuldu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bu Vatan Böyle Kurtuldu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Nisan 2024 Cumartesi

Bu Vatan Böyle Kurtuldu - Erol Mütercimler

Bu vatan nasıl kurtuldu?  Bugün bu soruyu sorup yanıtını vermek çok kolay. Oysa 1920’lerin koşullarını hayal ederek yaşamaya çalışalım, bakalım neyle karşılaşacağız!
Anadolu İngilizlerin kışkırtmasıyla Yunanlıların işgali altında. Üstelik, uluslararası kurallara aykırı olarak, kadınların kızların ırzlarına geçiliyor, her yer yağmalanıyor, yakılıyor, yıkılıyor, camilerde ezanlar okunamıyor... Savaşacak silah ve cephane yok, yiyecek yok, giyecek yok, para da yok... Demiryolları işgal altında, karayolu da yok.
Türk milleti bu koşullarda mucize yarattı. Silah yaptı, cephane üretti, işgal altındaki İstanbul’da silah depolarını soydu, subayları Anadolu’ya kaçırdı. Tüm bunları da İstanbul-Trabzon-Batum-Novorosisky-İnebolu iskeleleri arasında yaptı. Ölümden korkmayan, ölümü yenen sivil resmi bahriyeliler ile Anadolulu, Kastamonulu ve İnebolulu Türk kadınlarıyla başardı.Türk kadınlarının inanılmaz azim ve kararlılıkları bu memleketi kurtardı. Kar kış demediler, kağnıların arkasından gittiler. Dondular, yollarda öldüler ama yorganlarıyla, kazaklarıyla mermileri sardılar... Çocukları öksüz kaldı, yetim kaldı ama “bu vatan kurtuldu”. Bu kitap, Gazi Mustafa Kemal’in askerlerinin, İpsiz Recep’in, Topal Osman’ın, Bandırma’nın kaptanı İsmail Hakkı’nın ve Erzurumlu Kara Fatma, Selanikli Ayşe, karşılıksız aşkın kurbanı Selanikli Fikriye gibi kadınların mucizesini anlatır... Onlar bizim için öldüler...   Bu kitap, bu vatanı kurtarmak için ölenlerin öyküsüdür.

Kurtuluş Savaşı'nın hem kara safhasını, çoğunlukla deniz safhasını, siyasal olayları kaynaklara dayandırarak kaleme alan Sayın Erol Mütercim, bu vatanın nasıl kurtulduğunu, bize nasıl emanet edildiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Altı çizililer ise şöyle:
"Biz aklıyla değil duygularıyla düşünen bir milletiz. Dolayısıyla düşünemeyen ama tepki gösteren, sevgisi, öfkesi abartılı olan bir toplumuz. Sıradan lig maçının sonucuna sevinir, silâhı çeker balkonda oynayan beş yaşındaki çocuğu öldürürüz. Birlikte olduğumuz, yaşadığımız, aşık olduğumuz kadını öldürürüz. Sorarlar "çok seviyordum" deriz. Sevdiği kişiyi öldüren tek milletiz !!"

"Türk denizcilerini ayakta tutan tek güç bağımsızlıga duyulan özlemdi. Bir de Kuvayı Milliye ruhu."

"Şu anlaşıldı ki, "Ulusal direnişi İstanbul'dan değil, Anadolu'dan yönetmek" gerekiyordu."

"Türk’ün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür.Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir.
Öyleyse, ya bağımsızlık, ya ölüm! Gazi Mustafa Kemal Atatürk"

"Sultan Aziz döneminde Fransa ve İngiltere'den  sonra dünyanın en güçlü üçüncü donanması sayılan Osmanlı donanması, Sultan Abdülhamit'in tahttan indirilme korkusu ve İngilizlere şirin görünme kaygısı yüzünden Haliç'e hapsedilmişti. Kısa sürede çürümeye başlayan gemiler Balkan Savaşı'nda hiçbir varlık gösteremediler."

"Asıl mücahit Türk kadınlarının inanılmaz azim ve kararlılıkları bu memleketi kurtardı. Kar kış demediler, kağnıların arkadasından gittiler. Dondular, yollarda öldüler ama yorganlarıyla, kazaklarıyla mermileri sardılar... Çocukları öksüz kaldı, yetim kaldı ama "bu memleket kurtuldu; bu vatan kurtuldu."