Bu Blogda Ara

E Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
E Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Eylül 2021 Pazartesi

Boşluk - Jerzy Kosinski

Yeraltı edebiyatına olarak nitelendiren türe örnek olabilecek bir roman Jerzy Kosinski'nin "Boşluk" romanı. 

Roman, uzun ve zorlu bir görevden sonra verilen bir rapordur. Tarden olarak bilinen ajan, gizemli güvenlik şirketi ‘Servis’in eski bir elemanıdır. Şimdi bir kaçak olarak ülkeyi kimliksiz, macera peşinde bir ucundan diğer ucuna geçmektedir. Ancak Tarden’ın bir çok yüzü vardır. Yerine göre intikamcı ya da düzenbaz olabilmektedir. Boşluk’ta Kosinski, en ürkütücü şekliyle, güvenlik iddiaları düşünün altında yatanları ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Çok sevdiğim bir tarz olmamasına rağmen sıcak sahnelerinin hatırına  sonuna kadar okudum. 

"Huzurumu kaçıran ölmek değil , arkamda hiçbir iz bırakmadan ölebileceğim düşüncesiydi."

"Her kişi peşinden gidilecek bir tekerlektir; çocukken tekerleğe yön verdiğim gibi, davranışlarım, konuştuğum dil ve varlığımla içlerinden birini, gitmesini istediğim yana yöneltebilirim."

"Belleğimde tek bir anıyı canlandırdığımda, ötekiler de kendiliğinden gözümün önünde beliriverir ve az sonra geçmişteki bir anı tümüyle karşımdadır."

"Güzel kadınları hayal gücünden yoksun erkeklere bırakın."

"Bir adam ne kadar yürekli olursa olsun hayatını kaybetmekten korkar."

"Proust derki, 'Güzel kadınları hayal gücünden yoksun erkeklere bırakın."

3 Ocak 2021 Pazar

Sanatın Gerekliliği - Ernst Fischer

Ernst Fischer, Sanatın Gerekliliği adlı kitabında Christopher
Caudwell, George Thomson ve Gyorgy Lukacs gibi marksist düşünürlerin eleştiri geleneğini sürdürerek benzer sorunlara çağdaş bir yaklaşımla daha büyük bir açıklık kazandırmayı deniyor. Kitapta yer alan 'Sanatın Görevi', 'Sanatın Başlangıcı', 'Sanat ve Kapitalizm', 'Öz ve Biçim', Gerçekliğin Yitirilmesi ve Bulunması' gibi bölümlerde sanatın evrimi başlangıcından günümüze kadar sergilenirken, çeşitli sanatlarla değişik toplum yapıları arasındaki ilişkiler gözden geçiriliyor ve geçmişin daha sağlıklı ve işlevsel sanat yapılarından verilen örneklerle gelecekte sanatların ve sanatçıların topluma nasıl yön verebilecekleri, dünyayı nasıl değiştirebilecekleri gösterilmek isteniyor.

Ben sıkılmadan okudum. Cevat Çapan'ın güzel tercümesi kitabı daha da anlamlandırmış ve kolay okunur olmasını sağlamış. Alıntılarım ise şöyle :

"Sanat insanın dünyayı tanıyıp değiştirebilmesi için gereklidir. ama salt özünde taşıdığı büyü yüzünden de gereklidir sanat."

"Çürüyen bir toplumda, sanat doğru sözlüyse, çürümeyi de yansıtmak zorundadır. Ve toplumsal görevinden kaçmadığı sürece, sanat dünyanın değişebileceğini göstermeli, değişmesine yardım etmelidir."

"Sanat insanı parçalanmış bir durumdan birleşmiş bir bütüne dönüştürebilir. İnsanın gerçekleri anlamasını sağlar, onları dayanılır bir biçime sokmasında insana yardımcı olmakla kalmaz, gerçekleri daha insanca, insanlığa daha layık kılma kararlılığını da arttırır. sanatın kendisi bir toplum gerçeğidir. Sanatçı denen o üstün büyücü gereklidir topluma. toplumsal görevini unutmaması için sanatçıyı uyarmak da toplumun hakkıdır. Gelişen bir toplumda, çürüyen bir toplumun tersine, bu uyarma hakkından kimsenin kuşkusu olmamıştır."

"Çalışarak insan olan insan, doğalı yapaya dönüştürerek hayvanlar dünyasından kurtulan insan, bu yüzden büyücü olan, toplumsal gerçekliği yaratan insan, her zaman gökyüzünden yeryüzüne ateş getiren Prometheus, her zaman müziğiyle doğayı büyüleyen Orpheus olacaktır. İnsanlık ölmedikçe sanat da ölmeyecektir."