Bu Blogda Ara

Eve Ensler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eve Ensler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2021 Salı

Vajina Monologları - Eve Ensler

Tiyatro oyunu doksanlı yıllarda ülkemizde gösterime girdiğinde bazı kaymakamlıklarca yasaklanmış bir oyunun kitabı "Vajina Monologları". Erkek milleti olarak küfürlerde ağzımızdan düşürmediğimiz iki harfli kısaltması beş harfli "vajina" olarak karşımıza geldiğinde nedense tabu oluyor. Adını duymaya bile tahammül edemiyoruz. Bu kitapta vajina hakkında her şey var. Kadının vajinasını keşfi de var, erkek gözüyle değerlendirmesi de. Daha çok kadınların vajinaları ile yüzleşmeleri var. 

Senarist, yazar ve oyuncu Eve Ensler'i kadınlarla yaptığı söyleşilerden esinlenerek yazdığı Vajina Monologları, onların en derin acılarını, korkularını, hayallerini ve tutkularını gözler önüne seriyor; kadın kavramına yepyeni bir bakış açısı getiriyor.

Alıntılar, alıntılar:

"Kendimize yönelik nefretimiz aslında erkek egemen kültüre duyduğumuz nefretin bastırılması ile oluşmuştur."

"O zaman anladım ki, kılların orada olmasının bir nedeni var; çiçeğin etrafındaki yapraklar gibi, evin etrafındaki çimen gibi. Kılları sevmelisiniz, yoksa vajinayı sevemezsiniz. İçinden yalnızca beğendiklerinizi seçemezsiniz."

"Vajinam benim memleketim."

"Vajina Gerçeği 1593 yılında görülen bir cadılık davasında savcı (evli bir adam) büyük ihtimalle klitorisi ilk defa keşfediyor ve onu şeytan memesi olarak tanımlıyor. Kesin bir cadılık kanıtı."

"Anlatamayacağım. Aşağısı ile ilgili konuşamayacağım. Aşağısıdır işte. Bodrum gibi. Ara sıra gürültü olur. Borular ses yapar. Bir şeyler saklanır orada. Küçük hayvancıklar dolaşır. Sonra, ıslaktır ve bazen insanlar oraya inip bazı çatlakları tamir etmek zorunda kalır. Ama genelde kapısı kilitlidir. Orayı unutursun. Yani evin bir parçasıdır ama orayı görmezsin, düşünmezsin. Ama orası olmadan da olmaz. Çünkü, her evin bir bodruma ihtiyacı var, yoksa yatak odaları zeminde olurdu."

"Her şeyden önce, vajinanın yerini bulmak bile bir mesele. Kadınlar ona haftalarca, aylarca, bazen yıllarca bakmıyorlar bile. Yüksek rütbeli bir iş kadını onunla yaptığım bir söyleşide bana hep çok meşgul olduğunu söyledi, zaman ayıramıyormuş."