Siz yanınıza hangi anınızı alırdınız?
Erik Satie'nin hayatından ayrıntılarla dolu bu eserde, biyografi ve roman arasındaki çizgi silikleşiyor.Satie'nin içdünyasını merak edenleri 20.yüzyıl başına taşıyan roman, Yusuf Eradam'ın Türkçesiyle bir solukta okunuyor.
"Doğaçlama bir şeyi yapana kadar ne olduğunu bilmemektir. Bestelemek ise, yaptığının ne olduğunu bilene kadar yapmamaktır."
"Çünkü aşk hakkında denklemin dışındaki biri ile konuşmak konuyu bayağılaştırır, rüyalar da öyledir ya."
"Yoksulluk hayatıma çok önce gelmişti ve beni hiç terk etmeyecekti. Umurumda olduğundan değil, tam tersine yoksulluk ile savaşmak yerine, onu beslemeyi öğrendim çünkü yoksulluk benim daha az günah işlememi sağlayacaktı."
"Hiç kimse aşk yarasından tamamen iyileşmez, bundan eminim, sadece yerine koymayı öğrenir."
"Yoksul insan aza sahip olan değildir, hep daha fazla isteyendir."
"Fotoğrafçılık hüzünlü bir sanat, nostalji ve dokunaklılık dolu. Birinin bir fotoğrafını çekmek onların ölümlü oluşunu kabul etmek demektir; zamanın acımasız adımlarını fotoğraf çekerek tanımış oluyorsunuz."
"İnsan hatırladıkça ölmeye yaklaşır derler ya, unutmak için elimden geleni hep yaptım, yaşamak için."
"Hayatımı iyi alışkanlıklar, huylar edineyim diye harcadım, büyük bir ödüle götürsün beni diye değil de başka türlü nasıl yaşanır bilmediğimden."