Yazar bu kitapta;baş karakterin çektiği acıları,Türkiye’nin sosyal yapısını da ortaya koyarak diğer karakterlerin hikayeleriyle birlikte ele alıyor.Yazar;romanı öyküleyici anlatımla ve olayları bir akış içinde yazmış.Yalın ve akıcı bir üslup kullanmıştır.Kişileri ve öykülerini anlatırken zaman zaman betimlemelerde bulunmuş.Bu da kitaba ve kitabı okuyanlara ayrı bir tat veriyor.Yazıların arasında şiire de yer verilmiş.Özellikle kahramanın ameliyat olacağı zaman satır arasında ki şiir ruh halini yansıtıyor.Üç ayrı zaman üç ayrı hikaye.Güzel akıcı bir kitaptı.Ayşe Kulin her zaman farklı
Okuduğum kitaplar hakkında yorumlar, düşünceler,alıntılar içeren kişisel blogum. Mehmet Tekinbaş
Bu Blogda Ara
16 Kasım 2013 Cumartesi
Geniş Zamanlar - Ayşe Kulin
Yazar bu kitapta;baş karakterin çektiği acıları,Türkiye’nin sosyal yapısını da ortaya koyarak diğer karakterlerin hikayeleriyle birlikte ele alıyor.Yazar;romanı öyküleyici anlatımla ve olayları bir akış içinde yazmış.Yalın ve akıcı bir üslup kullanmıştır.Kişileri ve öykülerini anlatırken zaman zaman betimlemelerde bulunmuş.Bu da kitaba ve kitabı okuyanlara ayrı bir tat veriyor.Yazıların arasında şiire de yer verilmiş.Özellikle kahramanın ameliyat olacağı zaman satır arasında ki şiir ruh halini yansıtıyor.Üç ayrı zaman üç ayrı hikaye.Güzel akıcı bir kitaptı.Ayşe Kulin her zaman farklı
1 Eylül 2013 Pazar
Naime URUL-Suçu hayvan beslemek cezası kelepçelenmek, biber gazı ve polis dayağı
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0OCLQ54w2Ui9wR4ywHL191U0LNtw4w4SzSyCXfBuf8U5hF00FewWpEJgjgltecO53-UGENmCkOQkKcseoKfJ-wXvKjb_RHzCLtCBWKt_QEaORITtUbX0oBY7flUs9SqyU1gc8lvFYfvI/s320/1173844_538149216238282_14151492_n.jpg)
Nesrin Çıtırık
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı.
Dönüş- Ayşe Kulin
İki yıldır gizlenen gerçekler ortaya çıkmaya başlar fakat zor olan şey gerçekler ile yüzleşebilmek ve onları kabullenebilmektir. Her gerçek onu farklı bir yola sürükleyecek ve sonunda kendini bir kapının önünde bulacaktır.
Ayşe Kulin Dönüş kitabında aldatma ve affetme üzerine bir hikaye anlatıyor ve gerçeklerin ne kadar acıtabileceğini gözler önüne sürüyor. Kendi değimi ile yeni romanını acıtan gerçeklerin romanı olarak tanımlıyor.
Kitaba başlamamla bitirmem bir oldu.Akıcı bir roman.Anlatı çok doyurucu olmasa da dediğim gibi akıcı yönüyle beni sıkmadı. Konu biraz zorlama gibi ve bildiğimiz Ayşe Kulin romanlarından farklı. Konu çok fazla gereksiz ayrıntılarla uzatılmış, aslına bakılırsa 160 sayfada anlatılabilecek bir roman olabilirmiş bence.
20 Ağustos 2013 Salı
Sağır Soba-Mehmet ERDÜL
Sağır Soba, yaşantımızdaki toplumsal sağırlıkları anlatırken Mustafa Kemal Atatürk' e yazılan bir mektupla başlar.
"Sevgili Atatürk,
Senin hilafeti ve saltanatı kaldırdığın günlerde, şeriat, hilafet ve saltanat yanlılarının sayısı bugünlerden daha fazlaydı.
Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası gerçekleştirdiğin " Türk Devrimini izleyen günlerde bizlere " Türk, öğün, çalış, güven" demiştin ya, biz bunun ne demek olduğunu anlayamadık.
Sen öğün dedin,
Toplumun bir kesimi, gerçekleştirdiğin devrimler ile onları yaşatmak ve geliştirerek övüneceğimiz yerde, Osmanlıdan kalan senin gerçekleştirdiğin atılıma ters düşen geçmişle öğünmeye başladı.
Sen "Çalış" dedin
İş olanakları yaratarak çalışma ortamı oluşurmak yerine, işsiz milyonlarca insanımız yurt dışına gönderildi.Yurt dışında çalışan insanlarım, holdingler aracılığıyla, Fener ışığı altında dolandırıldı, soyuldu.
Sen "Güven" dedin.
Bazıları güvenilmesi gerekenin ne olduğunu bilemedi.Senin güvendiğin Türk halkına değil, başka ülkelerin başbakanlarına , yöneticilerine güvenmeye başladı.
"Sen çağdaş medeniyet düzeyine ulaşmak gerekir" dedin, bazıları özenmeyi çağdaşlık, özentiyi bir kültür sandı.
Yaşantımızın birçok aşamasında karşılaşıyoruz sağır soba tavrıyla.
Siyaset sağır, siyasilerin büyük bölümü duymaz, duymazlıktan gelir durumda.Yerel yöneticilerin durumu farklı değil.Kimi siyasetçilerin söylediklerini kendi kulakları duymuyor.Bir gerginlik politikasıdır sürüp gidiyor.Sosyal devlet yapısı sallanıyor.Devletin toplumu yakından ilgilendir
en kurumları isteyerek , istenç ve irade ile bir plan içinde sağırlaştırılıyor." düşüncesine kapılıyor insan.
Türkiye'de bir şeyler sağır soba gibidir.
Adaletin sağır soba konumuna düşürülmesi acı vericidir.Geç kalmış adalet ne ısıtır ne de yakar.Sadece acı verir.
16 Ağustos 2013 Cuma
Osmanlı'yı yeniden keşfetmek-İlber ORTAYLI.
İlber Ortaylı hocanın kitaplarını çok seviyorum.Sıkmıyor ve çok şeyler öğreniyorum.Ancak kötü tarafı da şu, kitabı okurken içimden İlber Hoca gibi konuştuğumu farkettim. Bu yüzden de kitapları biraz geç bitiriyorum :) Kitap'tan notlar;
-Devşirme, çok kısa bir tarifle, devletin kapıkulu ocakları olan sipahilerle, yeniçerilerin yenilenmesini temin etmek için ortaya çıkmıştır, çünkü insan ve savaşçı yüzü yenilenmek zorundadır.Hristiyan çocuklardan devşirme alınmıştır.Niye, hristiyan çocuklardan diyoruz.Çünkü musevi toplumundan, Osmanlılık' ın Musevi Kompartımanından devşirme alındığı görülmemiştir.Bunun nedeni antisemitizm veya Yahudilik aleyhtarlığı değildir, Yahudilerin şehir toplumu olmasıdır. Bunun dışında hepimizin bildiği gibi fakat yanlış olarak tekrarlandığı üzere, Müslümanların da devşirmeye alınmadığı söylenir.Bu bir genel kuraldır, ama istisnası da yok değildir.Mesela İslam Ansiklopedisinin "devşirme" maddesinde bu konuda istediğimiz malumatı bulabiliriz.Bazı müslüman köylerden de çocuk devşirilir.Çünkü bu köylerin ahalisi bunu istemişlerdir.
-Doğu Roma diyoruz İstanbul' a, Bizans demiyoruz; çünkü Bizans bu imparatorluk yıkıldıktan sonra Avrupa'nın verdiği bir isimdir ve imparatorluk geleneğini küçültmek için konan bir isimdir.
5 Ağustos 2013 Pazartesi
Elif-Paulo Coelho
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)