Bu Blogda Ara

16 Eylül 2019 Pazartesi

Metastaz - Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu

Devletin FETÖ mücadelesi ve sonrasında türeyen ya da palazlanan oluşumları anlatan bir araştırma kitabı. Çok yorum yapmamayım. Okunsa güzel olur.

Kitaptan:

"Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki Menzil köyünü merkez almalarından dolayı "Menzilciler" olarak anılan cemaat, bugün en popüler dini yapılanmalardan birisi."
"Evet, adalet dağıtmakla görevli bir hakim, cübbesinin gücünü kullanarak rüşvet almaya çalışıyordu. Bunu da " cemaatimiz" dediği Menzil Cemaatinin bir "sofi"si, yani müridi olarak yapıyordu."

"Türkiye Cumhuriyeti'nin, kendisi de çocuk hastalıkları uzmanı olan Sağlık Bakanı, bir cemaat liderine "bir istihareye yatar mısınız?" ricasında bulundu."

Kitapta bir de William Shakespeare'in güzel bir sözüne rastladım:
"Zambaklar çürümeye görsün, çok daha kötü kokarlar ayrıkotlarından."

Ey Hayat - Yılmaz Odabaşı

Yılmaz Odabaşı' nın bütün şiirlerinin beşinci cildi olan Ey Hayat, şairin 2000-2002 yıllarında yazdığı ve yine aynı yıllarda Ey Hayat ve Buğulu Atlas adlarıyla kitaplaşan şiirlerinden oluşuyor.
Altını çizdiğim dizeler ise şöyle:


***
Ey Hayat
..Sonra vakt erişir, toprak gülümser sana;
upuzun bir ömrün ortasında
ne hayata ne ölüme
yakışamazsın,

Yazdırmalısın mezar taşına;
Ey Hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın.
Aslında hiç olmadım ben bu oyunda.
Ömrüm beni yok saysın.
***
Eski bir aşk,
yeni bir ayrılıktır her zaman.
Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır.
Kimse bilmez be canım,
bir yara bir ömrü nasıl kanatır...
***
Kandım aynalara sana kandığım kadar,
İçimde bir boşluk sana yandığım kadar.
***
Üşüyorsam, sokaktaysam, yalnızsam,
gözlerin ey yar, benim evimdir.
Vurulup düştükçe.
Düştükçe seni sevmekten caymayacağım;
gece insin, el ayak çekilsin
gelip kapında ağlayacağım...
***
Ve ant olsun ki,
hiçbir kurşun, hiçbir çelik,
hiçbir toprak ve hiçbir vatan,
daha kutsal değildir insandan!

30 Ağustos 2019 Cuma

Ihlamur Günlükleri - Başak Buğday

Ot Dergisinde bölümler halinde her ay okuduğum Başak Buğday'ın dizeleri, sözleri bir arada toplanmış "Ihlamur Günlükleri"nde. 

"İşte aynen öyle hissediyorum, Sanki ben yazmışım gibi" deyip altını çizdiğimiz tüm o " şeylerin bir araya geldiği kitap" diyor arka kapakta. Aynen öyle.

Kitaptaki hoşuma giden satırlardan bazıları:

"Mektup işin bahanesi.
Adını yazmayı özledim."

"Karanlıkta söylenen yalanlar
Sahiplerini tanıyamaz
Belki de o yüzden öpüşürken
gözlerimizi kapatıyoruz."

"İyi ki gidiş yolundan vermişim gönlümü sana.
Sonuca baksaydık halimiz harapmış."



"Beni asıl üzen şey,
kuşun  uçup gitmesi değil de;
gittiği yerde mutsuz olma ihtimali."

"Unutmaya çalıştıkça güçlenen anılar,
kestikçe daha gür çıkan saç gibi...
Evet, kökü bende!"

"Şimdi seni seviyorum ya;
geldiğimden çok,
olduğumdan az'ım."

"Bir şehrin en yüksek ve güvenli yeri,
babamın omuzlarıdır."

Kültür Üzerine Düşünceler - Hasan Ali Yücel

Değerli Mili Eğitim Bakanlarımızdan Hasan Ali Yücel'in 1952-1957 yılları arasında mevcut eğitim sistemini sorgular eleştirir yazılarından oluşan, eğitime, kültüre dair yazılarının toplandığı bir kitap "Kültür Üzerine Düşünceler"

Kendi Bakanlık dönemi ile Menderes hükümetlerinin bakanlıkları dönemlerinin bir karşılaştırılması da yapılmış bazı yazılarında. Eğitim sistemimizde yapılması gerekenler, yapılanlar ama kıymeti bilinmeyenler anlatılmış.

İnanın geçen onca yıla rağmen değişen hiçbir şey yok. 

20 Kasım 1953 tarihli yazısında "Atatürk Gençliğine sesleniyor Hasan Ali Yücel;

"Unutmıyalım ki, (orjinal metinde yazım bu şekildedir) Atatürke bağlılık, onun fikirlerine bağlılık demektir. Onun başlıca fikirlerinden biri de çalışmak, kendini kıymetlendirmek ve böylece başarıya varmaktır. Gençlerimiz hocaları onları köprü geçirir gibi sınıf atlatsalar bile, bir şey öğrenmedikçe bu kolay yükselmeyi gerçek bir ilerleme bellemezler. Hala içimizden mesela Nobel mükafatı kazanmış bir bilgin, bir şair, bir filozof, bir diplomat çıkmadı. Milletlerarası takdire yücelmiş insanlara hasretimizi dindiremedik. Ümidimiz, gençlerde; biz olmadık; onlar olurlar diye...Şimdi bu bakımdan sevgili Atatürk gençliğine sesleniyoruz:
İş başına!..." 

Denememeler - Ferhan Şensoy

Selçuk Aydemir'in bir yazısında övgüyle bahsedilen kitabını, Datça'da "Haziran Hareketi" isimli "ihtiyacı olan alsın" kitap oluşumunun tezgahında görünce hemen atladım aldım. Haziran hareketi, Datça sahilde yaz aylarında kurulan bir etkinlik. Küçük bir standı var. İsteyen kitap yardımı yapıyor, isteyen de buradaki kitaplara ücretsiz sahip olabiliyor.

İşte ne zamandır almayı planladığım ama bulamadığım "Denememeler" e burada rastladım. Hemen okumaya başladım. 90'larda yazılmış mizah unsuru yüksek denemeler'den oluşan kitap 61 kısa yazıdan oluşmuş.Anı, deneme karışık anlatılar var. Bazıları çok hoşuma gitti, bazıları değil. Ferhan Şensoy'un kendine has anlatımı,  kelimelerle oynaması yazılara kendince Ferhan Şensoy anlamı katmış. Başka yazılar arasında bu Ferhan Şensoy'un yazısıdır diyeceğiniz bir karakter oluşmuş yazılarda. Bu tarz yazılar sevenler için okunması gereken kitaplardan. 

İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına - Furüğ Ferruhzad

İranlı Şair Furüğ Ferruhzad'ın şiir kitabıdır İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına. Aynı adı taşıyan uzun bir şiirle başlayan kitabında yıllarca gördüğü kötü deneyimler, eziyetler, yalan ve dolan karşısında kendini her zamankinden daha çok yalnız hissediyor ve soğuk mevsimin başlayacağına inanıyor. Kış, soğuk ve ölüm. Bunların üçü de mevsimlerin sonudur. Tabiat mevsimlerinin sonu kış, yaşam mevsiminin sonu ölüm. 

"İnanalım
İnanalım soğuk mevsimin başlangıcına
İnanalım hayali bahçe harabelerine
İşsizliğin baş aşağı düşmüş oraklarına
Ve tutsak tohumlara
Bak, nasıl kar yağıyor."

"Sevgi sözlerinin arasındaki sessizlikler kadar çıplağım
Ve aşktandır benim bütün yaralarım" diyor.

"Kuş Ölümlüdür" çok bilinen başka bir şiiridir.
Onda da şöyle diyor Ferruhzad:

"Uçmayı hatırla
Kuş ölümlüdür." 

Ne çok anlam içeren iki satır.

Uzun şiirlerinin arasında göze çarpan, akılda kalan, yüreğe ok gibi saplanan çok güzel satırları var şairin. Kolay okunan, düşündüren şiirleri var. Güzel şiirler. Okuyun. 

29 Ağustos 2019 Perşembe

Dans Ediyor Bir Hane - Orçun Türkay

"Orçun Turkay birbirine bağlı 23 kısa metinle kurduğu anlatıda, mekan, eşya ve cansızmış gibi duran insan betimlemeleriyle yaşanmışlıkların karakalem izlerini sürüyor. Bütün zamanları şimdiki zamanda toplayarak evlerin ve eşyanın evreninde baş döndürücü ve kederli bir yolculuk yapıyor" diyor kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısında. 

Ben bu 23 öyküyü okudum. Ancak, daha arka kapakta yazan tanıtımdaki anlatımın ne anlama geldiğini anlayamamışken öyküleri ve birbiri ile bağlantısını kitabı bitirdikten sonra da çözemedim.