Bu Blogda Ara

27 Ağustos 2017 Pazar

Yetmiş Yaşım Merhaba- Aziz Nesin


Aziz Nesin'in mizah yazıları haricinde okuduğum ilk kitabı. 11 adet hikayeden oluşuyor. Yaşlılık ve aşk genel konuları. Güzel hikayeler.İçlerinde belki Aziz Nesin'in kendisi de var.Kendini anlattığı satırlarda var. Aşk sadece gençlere özgü değil. O yaşlara geldiğimizde bunu elbet anlayacağız. Şİmdi bile bulunduğumuz yaşın aşkını yaşamıyor muyuz?


Kitabın arka kapağından:
"Yaşlı erkeğin, çok zorlu bir sevinin kıskacından kurtulmaya çalıştığı, belki yüz kez ihanet ettiği yalnızlığına kendini bağışlatıp yeniden yalnızlığına sığınmaya uğraştığı bunalımlı bir zamanında karşısına çıkmıştı bu kız. Bikez daha ihanet etmemeye söz vererek, son ihanetini de son kez bağışlaması için yalnızlığına yalvardığı günlerdeydi. Yalnızlığını bu kaçıncı aldatmasıydı, bu kaçıncı söz verişi ve kaçma bağışlanmasıydı... Yaşlı adamın yalnızlığı, analar gibiydi. Analar, nice suçlu olurlarsa olsunlar, çocuklarını nasıl bağışlarlarsa, yalnızlığı da yaşlı adamı, kendisine her ihanetinden sonra bağışlayıp bağrına basmıştı. Yaşlı adam -yaşından da utanmadan- kendi yalnızlığının dizlerine kapanıp, "Bikez daha seni kandırsam...", "Bikez daha seni aldatırsam...", "Bikez daha sana ihanet edersem..." diye ağlayarak yeminler etmeye hazırlanıyordu kiiii... bu kız karşısına birden çıkıvermişti."

Kitapta eskiden kullanılan, unutulmuş kelimeler de var. 
"Yaşamaya kargışlı kalacağız" Kargışlı  kelime anlamı: Tanrı'nın ve insanların nefretine, lanetine uğramış, melun, lanetli.
"İç giyneklerim derime yapışıyordu." Giynek: kıyafet, giysi
"Ayrımsamak" bilincinde olmak, sezmek

Alıntılara gelince:

Tanıştığımız insanı, ona sevgi duymuşsak, yıllardır tasarladığımız, idealize ettiğimiz insan sanırız. Ve o insanın davranışlarını kendi isteğimize, gönlümüze göre yorumlarız. Böyle olduğu için de her sözü, her davranışı bize güzel gelir. Ama zamanla onu yakından tanıyınca, o eski yorumlarımız, değerlendirmelerimiz değişir; aynı sözleri, aynı davranışları bu kez bize çirkin, yanlış, kaba gelmeye başlar.

"Ne korkunç şeydir koca dünyada senden başka kimsenin olmaması... Bu dünyada herkesin olup da senin olmaman bile bu kadar korkunç değildir ; çünkü sen olmayınca, olmadığını da bilmezsin."

"Yaşlı adam bir gün sevgilisi genç kıza, “ Bütün yaşamımda mutluluğu ilk kez salt sende buldum. Ama anladım ki, bunca mutsuz insan, mutluluğumuzu yaşamımıza bizi bırakmayacaklar, dedi” 

Kadın, “ah sabahleyin uyansam ki, otuz yaş birden yaşlanmışım, ne mutlu olurdum”, diyordu."

"İşte bunda sonra yaşlı adam, yaşlılığın gereği olarak yalnızlığı benimsemek zorunda olduğunu kendi yaşında bir insanın yalnız kalmasının doğallığını anladı. Demek, o yaşa erişince yaşam öyle oluyordu."

"Seni dünyada kimselerin sevmeyeceği kadar çok seviyorum demişti de genç kadın, “Bu çok söylenmiş bir sözdür,” karşılığını vermişti. Ama çok söylenmiş sözlerde büyük doğruluk vardır. Öyle değil mi? Belki de dünyada en çok söylenmiş söz “seni seviyorum“ dur. “ Seni seviyorum diyen insanın, bu sözünün o andaki doğruluğuna kendisinin inanmasıdır."

"Bizden başka hiçbir kadınla erkeğin birbirlerini, bizim birbirimizi sevdiğimiz kertede sevmeyeceğine inandık ve dünyada sevginin ilk bizim buluşumuz olduğunu sandık. Birbirimiz için yaratılmış olduğumuza inandık hep."





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder