![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7Zs-M2UFR9XczC59v_WSoora-dZROnBwPtb_Edm2SiBleDLDFv0uN1AsAvCkV2M1ta22X5_rcP_ROqzGykGf0QLDQjSiwZP_u7KpeRbvrPIzrCg5Y3QIjgpzAqRLWaRaDhuverLAv-x0/s400/siirin-gizli-tarihi7e804dd0b0a9514ad69467d53308bdc7.jpg)
Kitap; Bir zamanlardı bu gamhanede bir dem vardı, Ağlamayın ölmeyecekler, Şiiri aşka düşürenler, Rakı şişesi, balık ve şair, Kelime şiiri resmetmeye borçlu ise, İnsanın şair hali, Şiirin gör dediği, Şiirsel materyalizm ve Gündelik hayatın aguşunda şiir gibi bölümlerden oluşuyor.
Kitapta Orhan Veli, Sait Faik, Orhan Akbal, Yahya Kemal, Edip Cansever, Feti Naci, Nazım Hikmet, İlhan Berk, Can Yücel, Salah Birsel, Ece Ayhan, Melih Cevdet Anday ve daha birçok şairin ilginç özelliklerinden, şiiri yalnızca yazarken değil hayatlarında da yaşadıkları, şairliğin ruhunu hayat felsefelerine de yansıttıklarını görüyoruz.
Şair bu kitabın meydana gelme sürecini de şöyle özetliyor Cumhuriyet Gazetesi internet sayfasındaki bir ropörtajında; Elli yıla yaklaşan bir edebiyat ve gazetecilik hayatım var. Bu hayat, elbet bir birikimin de harcını oluşturdu. Çalıştığım gazetelerde ara sıra bu tür yazılar yazıyordum. Hatta Tarık Dursun K. “Bu tür yazıların gazete sayfalarında sararıp solacak, onları ileride bir kitapta toplayacak gibi yaz” derdi.
2011’de Sabah gazetesinden atılıp BirGün’de yazmaya başlayınca bu öneri geldi aklıma. Ayrıca BirGün dahil bütün yazılı basında edebiyat yazan kalmamış gibiydi, herkes politika yazıyordu. Bugün de öyle… Oysa gazeteciliğe başladığım yıllarda gazetelerde mutlaka birkaç şair, yazar bulunurdu. Gazetelerde sanat-edebiyat sayfaları yer alırdı. Politik yazılar yanında edebiyat yazıları az da olsa mekân bulunca dikkat çeker oldu. Yazılar çoğaldıkça okurlardan da olumlu tepkiler aldı. Birkaç yayınevi bu yazıları kitap olarak basmak istedi. Bu sırada sevgili arkadaşım Cem Erciyes, Doğan Kitap’ın başına geçmişti. İnternetten bu yazıları indirmiş, “Bunları basalım” dedi ve kitap süreci başladı. Yukarıda da değindiğim gibi amaç, şairin hayatının şiire dahil olduğunu araştırmaktı diye özetlenebilir. Konuşmanın tamamı için:
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kitap/640137/Refik_Durbas_tan__Siirin_Gizli_Tarihi_.html
Kitaptan küçük bir alıntı olmazsa olmaz:
Orhan Veli ile Sait Faik'in işi gücü yoktur. Can sıkıntısından Eftalikus Kahvesinde oturup her gün birer Cumhuriyet Gazetesi alarak bulmazalarını çözerler. Bulmacayı kim önce bitirirse ötekine rakı ısmarlayacaktır. Fakat Orhan Veli her gün Sait Faik'i yenmektedir.
Sonunda Sait Faik isyan bayrağını çeker. "Nasıl beceriyorsun lan, her gün rakıyı bana ısmarlatıyorsun*" der demez Orhan Veli sakin biçimde yanıtlar:
"Çünkü Cumhuriyet'in bulmacalarını ben hazırlıyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder