Bu Blogda Ara

18 Aralık 2018 Salı

Antika Titanik - Murat Menteş

Murat Menteş'in Ruhi Mücerret ve Dublörün Dilemması kitaplarından sonra bu kitap olmamış gibi geldi bana. Kapağı çok güzel, adı dikkat çekici, cafcaflı ama bir o kadar da karışık bir konu. Başından itibaren sarmadı beni. Ha şimdi girer yoluna derken azmettim kitabı bitirdim ama bir de 360 sayfalık bu kitabın yazarının işi daha da zormuş gibi geldi bana.

Murat Menteş'in kendina has bir üslubu var aslına bakarsanız. Daha önce okumuş olduğum kitaplarında bu üslubu beğenmeme rağmen  bu kitapta her şey birbirine karışmış, konu birbirine girmiş gibi geldi bana. hakikaten boğucu bir absürtlükler dizisi olmuş.


Bir Murat Menteş kitabına "sıkıcı bir kitap" cümlesini kurmak istemiyorum ama hakikaten sıkıcı bir kitap olmuş. Kelime oyunları güzel ama çok fazlada kelimelerle oynamak olay kurgusundan bizi uzaklaştırıyor.


Hoşuma giden hiç ni bir şey yok. Var tabi. O da yazıların başındaki üst notlar. Onlardan epey miktarda ilginç bilgi öğrenmiş oldum. 


Kitaptan aklımda kalan cümleler ise şöyle:


"Niyetim muğlak, vaziyetim muallak, akıbetim meçhul."


"Aşk savaştan farksız. Ve ben aşkın vicdani retçisiyim."


"Öyle tatlı gülümsedi ki kalp gözüm kamaştı."


"Belki bir gün 15 dakikalığına kendimiz oluruz?"


"Dünyadaki merhamet stoku, iyilik ihtiyacını karşılamıyor."



"Müzik, evlilik için değil, aşk için var. “Canım karıcığım” diye bir şarkı duydun mu hiç ?"

"Prostat ve hemoroit gibi yakın bir ikiliydik."


"Galiba porsiyonlar büyük görünsün diye cüce garson çalıştırıyorlar."


"Peki..siz neden buradasınız leydim.? Cennetin kapılarını açık mı unuttular?"



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder