Bu Blogda Ara

20 Ocak 2021 Çarşamba

Ne Güzel Çocuklardık Biz - Metin Celal

 

İnsanın kendini bir geçiş noktasında hissettiği zamanlar vardır. Geçmişi geride bırakıp gönül rahatlığıyla geleceğe bakmak istediği bir nokta. Bir romanın kahramanları işte tam da o anda yeni hayatların, yeni ilişkilerin, aşkların başlangıcında geçmişleriyle hesaplaşıyorlar. Bu hesaplaşma onlar için aynı zamanda unutmak istedikleri, belleklerinden kazımaya çalıştıkları anılardan, anlardan kurtulmanın bir yolu.

Aşklar, ölümler ve bir hamlede kesilip atılamayacak ilişkiler varken bedelini ödemeden geçmişi silmek mümkün mü? Umutlar, acılar, ihanetler, hüzünler, coşkulu anlar, tarifsiz mutluluklar ve en önemlisi uğruna hayatlarını feda ettikleri inançlar kolayca unutulabilir mi? Metin Celâl ilk romanında kendisinin de içinde yer aldığı 78 Kuşağı'nı konu edinmiş. Yazarı bir dönem gençliğinin bugüne değin abartılar, karalamalar ya da önyargılarla ele alınmış mücadelelerini, özlemlerini, dostluklarını, sevgilerini, cinselliklerini, kısacası 70'li yıllardan 80'li yıllara uzanan günleri, o günleri soluk soluğa yaşayanları içeriden bir bakışıyla anlatıyor.

Alıntılarım ise şöyle:

"Memeucu mor bir namlu gibi, dokunulduğunda hayat fışkıran...annenin yavrusuna uzanan sevgi parmakları. uzun. Uyarılmış."

"Gözlerin ne kadar canlı. Nefes alıyor, konuşuyor, dert yanıyor. Anadolu'nun uzak bir kasabasının tek ışığı gibi. Umut veriyor."

"Yumuşacıktı kalbim o zamanlar. Her şeye inanmaya hazırdım. Böyle basmakalıp, ucuz iltifatlara kanıyor, onları hemen belleğime kazıyordum."

"Hüngür hüngür ağlamak istediğini düşündü. Ağlasa ferahlayacaktı. Ama onu bile beceremeyeceğine o kadar emindi ki... Bir damla yaş... Daha fazlası olmayacaktı."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder