"Çıkrıklar Durunca" yazarın ilk romanıdır. Roman 1929'da Vakit Gazetesinde tefrika edildikten sonra 1930' da kitap olarak basılmıştır.
Çıkrıklar Durunca edebiyatımızda toplumcu gerçekçi bakış açısıyla yazılmış ilk romandır.
Roman, hem ekonomi-politik hem Alevi inancı çevresinde Hazret-i Ali kültünü işleyen hem de sömüren-sömürülen bağlamında Osmanlı Devletinin sosyal düzeninin gerçekçi bir eleştirisidir.
Roman bu nedenlerle arkasında yansıttıkları açısından dikkatli ve düşünerek okumayı gerektirir. Dilinin biraz ağır olması, yani günümüzde kullanılmayan sözcükleri içermesi okumayı zorlaştıran nedenlerden oldu benim için.
Kitaptan alıntılarım ise şöyle:
"Devlet bir şahindir, bir kanadı ordu, bir kanadı işçidir. Kanadı kopuk şahin uçamaz, çöplükte sürünür..."
"Açılmayan kapı olmaz; açmasını bilmeli...Merhamet, şiddet, zeka, ilim hatta cinayet dostum yalnız bir şey içindir. Muvaffakiyet.."
"Sıddıkzade nargilesini tokurdattı, mor fesini tahta kalıbın üstüne yerleştirdi, yayılmış tiftik postu üstünde, çekme potinlerini çıkardı, rahat rahat bağdaş kurdu, şalvarını düzeltti, gerindi tembel, hantal bir bakışla etrafa bakındı."
"İnsanın soytarı olmadan, başkalarını güldürmeden, başkalarının hodbinlerini şahlandırmadan sevimli olması ne güç şeydir."
"-Baba.. Zina edenleri, hırsızları, soyguncuları, orospuları, pezevenkleri bir tarafa; zayıfları, kimsesizleri, bir tarafa koyup; iyileri kötülere dövdüren bir Allah anlamıyorum."
"..Sıddıkzade kazanacak, kar edecek, bir çeşme yaptıracak. Ömrünün sonunda yapılan bir çeşme yüzünden, kıyamete kadar herkes onu rahmetle anacak.... İnsan zengin oldu mu rastıklayıp, sürmeleyip Allah'ı bile koynuna alsa günahı kalmayacak."
"Sevgimizi, çocuğumuzu kaybetti iseniz, bilirsiniz. Yataktaki vücudun izleri, yastıktaki kırışıklıklar, yorgandaki yar kokusu sizi onlara dokunmaktan meneder, onları bozmaktan, onları düzeltmekten korkarsınız. Bir çalı, bir minder, bir avuç pamuk şilte ve yarım arşın yün örtüye sahip olmayanlar için ancak bir bahar mevsimi vardır, bir döşek hatırasını ancak o zaman canlandırır. Onun için ot mevsimi Hasan'ı yaktı, harap etti."
"-Bir kadın evvela seviyorum der. Erkeğin kollarına yaslanır. tenini teninin ateşine bırakır, fakat sonra birden vazgeçer bir başkasını daha güzelini düşünebilir. Kim temin eder ki bu kadın da böyle değildir. Kadın erkekteki şüpheyi sezdi."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder