Bu Blogda Ara

Latife Hanım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Latife Hanım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Haziran 2024 Cumartesi

Mustafa Kemal'le 1000 Gün - Nezihe Araz


Bu kitap Mustafa Kemal'in evlilik yıllarını ve Latife Hanımın Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki yerini anlatmak için yazılmıştır. Genel olarak 1922-1925 yılları arasında geçen olayları kapsamaktadır. 
Kitap sadece evlilik ve onunla ilgili konuları anlatıyormuş gibi gözükse de aslında bu 3 yıllık dönemin tarihi gerçeklerine de değinmekte ve bu evliliğin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ne ne gibi etkileri olduğunu da göstermektedir.

"Mustafa'mın karısı olmak kolaydır uğlum. Ama Mustafa Kemal'in karısı olmak zor iştir. Bilirim, anası olmaktan dolayı."

"Nikah kıyıldı, şerbetler içildi, tebrikler yapıldı. Bir ara Mustafa Kemal Paşa, elini omuzuma koydu ve bana "Asım, dedi, inşallah zaman olur, çağdaş biçimde bu nikah törenini valiler bağlar, onlar kıyar." Ben onun medeni nikah işine daha o günler karar vermiş olduğunu anladım."

"-Benim gibi bir insanın evlenmesi meğer ne zormuş... İnsanın kendi evinde kendisini misafir gibi hissetmesi..."

"Bak çocuk! De sen şimdi bana: Bu kız Mustafa'yı mı sever? Mustafa Kemal'i mi sever? Mustafa Kemal Paşa'yı mı?"

"-Estağfurullah, dedi. Ben hanımlara el öptürmem hanımefendi, bunu unutmayın."

"Genç, deneyimsiz Latife'ye, büyükannesi anlatmaya çalışıyor:

-Bir erkekle bir kadın arasında birbirlerini ne kadar severlerse sevsinler,her zaman bazı sorunlar vardır. Bu erkek Mustafa Kemal Paşa, bu kadın Latife Uşakizade olduğu zaman iş büsbütün değişir. İkinizin arasında kocaman memleket var. Mukaddes bir millet var. Bunu hiç unutmamalısın. Koca bir vatan! Ve sen, vatana kurtarana aşık oldun kızım. Bunun elbette bir bedeli,bir vebali vardır. Bu çok önemli bir cüret. Çok şey istiyorsun bilesin. Belki de Paşa bunu anladığı için düşünüyor. Kendini senden uzak tutuyor,tutmaya zorluyor kendini."

"Latife! Sen bir erkekle değil,bir milletle evlisin. Bunu unutma."

"Meğer diye dertlendi , meğer bir kadını idare etmek bir büyük savaşı idare etmekten de zormuş . Ben savaşları idare ettim işte bakın, ister okumuş yazmış olsun, ister kendi halinde bir kadın ... Durum değişmiyor demek ki . Ben bir kadını idare edemiyorum. Galiba hayatımın en büyük hatasını evlenmekle yapmışım ben."

"Mustafa Kemal birden doğruluyor ve genç kızı heyecandan öldürecek bir tatlılıkla:

-Latif! diyor. Bak beri. Bunu bir yere not et. Bize lazım olacak.

Latife bu "Latif" hitabından öylesine mutlu olmuştur ki.. Heyecanlanınca her zaman yaptığı gibi,alt dudağını ısırıyor, Paşaya bakakalıyor,gözleri pırıl pırıl..

-Latif,diyor içtenlikle ve anlamını sorar gibi.

-Neden şaşırdın? Sen gerçekten Latife değil, Latif'sin!"