Bu Blogda Ara

28 Mart 2017 Salı

Bir Hayat Bir Hayata Değer-Ahmet ALTAN

"Büyük eserler yaratmış olanların ve uzaktan küçücük gözüken dünyalarında derin sarsıntılar yaşayan sıradan kadınların aşkları ve acıları var bu kitapta. Bu kitabı okuduğunuzda sadece sanat ve bilim dünyasının görünmeyen yüzünü değil, kendinizden bile sakladığınız duyguları bulacaksınız. Beethoven tek bir kadını çok sevdi hayatında. Ona mektuplar yazdı, onun için besteler yaptı. Adını hiç kimseye söylemedi. Kimse bilmedi onun sevdiği kadının adını. Juan Ramon Jimenez, karısı Zenobia'ya âşıktı. Karısı hastalandı, ölüm döşeğine düştü. Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldığını, sırf Zenobia ölmeden öğrenebilsin diye Nobel Komitesi zamanından önce açıkladı. Zenobia öldü sonra. Jimenez bir daha tek satır yazmadı.Oğul Alexander Dumas, pahalı bir fahişeye âşık olmuştu. Aslında bütün Paris bu veremli genç kadının peşindeydi. O kadın ise sadece Lizst'i sevdi. Onu terk eden tek erkek de Lizst oldu. Oğul Dumas, sevdiği kadın ölünce Kamelyalı Kadın'ı yazdı. Verebileceği en büyük armağanı verdi ona. Dünyanın en ünlü mimarlarından Louis Kahn, bencil ve çirkin bir erkekti. Bir tren istasyonunun tuvaletinde 74 yaşında ölü bulunduğunda, arkasında kendisine âşık üç kadın bıraktı. Oğlu, babası gibi birisini onların neden sevdiklerini merak edip o kadınları tek tek dolaştı." 

Bunlar ve bunlara benzer aşk gerçek yaşanmış aşk hikayeleri. Güzel bir hikayeye bürünmüş, güzel akıcı bir anlatımla sunulan aşk hikayeleri.Hepsi birbirinden güzel. 
Cami Işıklarına Bakan Çocuk başlıklı bölümü çok beğendim, Kader Kapıyı Çaldığında'yı ise kızıma okudum.Bethoween'in sağır oluşu ve yaptığı inanılmaz bestelerin hikayesi.
Ahmet Altan'ın kitaplarını ve anlatımını seviyorum. En sonda ise Hrant Dink' e yazılmış olan yazısı ise hepsinden daha güzel.
Beğendiğim bölümlerden:
-"Hepimizin birbirimizi son kez gördüğümüz bir gün olacak.O günün hanfgisi olacağını hiç bilemeyeceğiz.
Ve o o gün gelecek.
Koyu bir gecede beliren kara bir muhrip gibi girecek hayatımıza
Düşüncelerimizin arkasındaki o belirsiz bölgede şekilsiz gölgeler gibi dolaşan korku dolu sezgiler yıkıcı gerçeklere dönüşecek.
Yüzündeki gülümsemeyi bize anı olarak bırakan biri ayrılacak bizden
Bir daha o yüzü görmeyeceğiz.
Suya vuran bir ışık gibi alacakaranlıkla birlikte derinliklere çekilecek.
Bir bilinmeze doğru uzaklaşacak."

-Karısı Zenobia öldükten sonra İspanyol Şair Juan Ramon Jimenez, tek bir satır daha yazmamıştı. "Zenobia yoksayazmak da yoktu, bütün dünyaya sanki şunu haykırmak istiyordu:
-Ona okuyamayacaksam eğer, yazdıklarımı onun nasıl bulduğunu öğrenmek için sabırsızlıkla beklemeyeceksem, yazmak ilgimi çekmiyor.
Aklında karısıyla bütünleşmiş olan yaz, Zednobia'yla birlikte öldü onun için."


 -...Tanrı hiçbirimizi affetmeyecek, çünkü bütün günahlarımızı biliyor.

Ben o zavallı kızın, o minicik küçük kızın şöyle de demesini isterdim:
"Ben de Tanrı'yı affetmeyeceğim."
Eğer onun yerine konuşabilseydim, Çünkü derdim, Onun da bütün günahlarını ben biliyorum."
Güzel şeyler yazmış.Okuyun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder