Bu Blogda Ara

8 Mart 2017 Çarşamba

Mutsuz Çocuklar Ülkesi-Özgür Bacaksız

Daha önce okuduğum doksanlar kitaplarının yerini tutmaktan çok uzaktı. Gerçi benim beklentim bu kitabın anlatımının başka şekilde olması yönündeydi ama.Yani kapağına ve ismine bakarak aldığımda bir çocukluk anısı kitabını aldığımı düşünmemiştim. Arka kapağa bakmadın mı kardeş derseniz haklısınız.Ama ben yine de doksanlarda geçen başka bir ezilmiş, mutsuz, sömürülmüş bir çocukluk romanı beklemiyor değildim.Olsun.Geçmişe gitmek her zaman güzeldir.Özgür Bacaksız da bunu gerçekleştirmiş oldu.Sayesinde kendi çocukluğumdaki bazı anılar gözümde canlandı. Anlatılan konular çoğunda sona bağlanmadan bitmiş.Belki yazar böyle olsun istemiştir.Ama sonuçsuz kalmış.Havada kalmış.Bir çırpıda okudum bitti. Kitapta benim çok altını çizdiğim şeyler yok.Anne ile ilgili bazı satırlar var:
*Annem ağlarken ben yeniden doğarım hep.
*Pencere diplerinden gelen soğuk havayı bile dert edip üşümemizi istemezdin. Rahat, derin, telaşlı uykundan vazgeçerdin... Fazla beklentisiz, fazla iylikseverdin. Sağ ol anne !
*Çocukluktan sonraki tüm çabalar delik bir balonu şişirme uğraşı kadar boş ulu Tanrım.

*Renkli topaçlar yok, leblebi tozu yok, Eti Puf kokan marketler yok, terden ıslanan çocuk tişörtlerinin sıcaklığı yok, seksek oynadığın tebeşir izleri yok, iyi orta açan bir sağbek yok, vicdan yok, bilmişlik çok vicdan yok, nicedir girmedin bir bahçeye, yeşil yok.

Umut yok, gelecek yok, geçmişe özlem çok. 

*Hiç itiraz etmedim lisede ona, psikopatın teki olmasına rağmen, değişik binlerce huyu olmasına rağmen o benim dostumdu, bilirim ki dostluk, aynı zamanda iyi veya kötü şeylere katlanmaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder