![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIM5m0hAWH4wnLtozc5RLa3qpYVfbEWRTCQnEGj6HYLGoRuOGvDejRGWLjr9qTEV-XYIRDOUUXR7i6E1sWqnlnr5H-p6ttx8QMD3t3RDOOXbmtxTMNIYkj6fIKR4RW5DSdKiF5qWyxzbo/s400/0001750151001-1.jpg)
Kitabın baş kahramanı Montag bir itfaiyeci, kitap yakma konusunda da başarılı bir itfaiyeci. Bir gün Clarisse isimli bir kızla tanışır ve Clarisse ona bazı gerçekleri anlatmaya çalışır. İtfaiyecilerin eskiden yakmak için değil çıkan yangınları söndürmek için görev yaptığını anlatır. Montag buna inanmaz. Ancak bir ihbarda gerçek bir kitapla karşılaşır. Onu saklar evine getirir. Okuduğu metinler ilgisini çekmeye başlar. O dünyanın idarecileri, insanların var olan kitapları okuyup bir şeyler öğrenmemesini, kendilerinin istediği gibi yaşamasını istedikleri için kitapların yakılmasını istedikleri fikri uyanmaya başlar Montag'da.
Kitaplara karşı fikirleri de değişmeye başlar yavaş yavaş. Bu arada eski kitapları koruma derdine düşmüş ve Clarisse'in de aralarında bulunduğu bir grup dünya üzerindeki belli başlı kitapları ezberleyerek yol olmalarını önlemeye çalışmaktadırlar. Fahrenheit 451' in de kağıdın yanma derecesi olduğunu hatırlatalım bu arada. Konu güzel ancak romanın o derece ilgi çekici olduğunu, anlatılan ortamı tam da kafamızda canlandıramadığını belirtmek isterim. Kitabın filmini de izledim ama kitapla çok alakasız sahneler olduğunu gördüm. Açıkçası filmi de beğenmedim. Anlatılmak istenilen konu bakımından ilginç olmasına rağmen güzel işlenemediğini düşünüyorum.
Kitaptan alıntılara gelince:
"Bir kadın kitaplar uğruna yanabiliyorsa kitapların içinde bir şeyler olmalı..."
"Cildine bakarak bir kitap hakkında hüküm verme."
"Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır, derdi. Çimleri biçen adam orada hiç olmamış gibidir; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak.”
"Bir kültürü yok etmek için kitapları yakmak zorunda değilsiniz.Sadece insanların kitap okumasını durdurmanız yeterlidir."
"Ölmenin güzel tarafı bu kaybedecek bir şeyin olmayınca, istediğin riske girebiliyorsun."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder