Bu yıl Ramazan Bayramında Datça'da okudum bu kitabı. Başladım ve bitirdim. Elimde çok tutmadım. Zaten 132 sayfalık bir kitaptı. Darağacından Notlar, II. Dünya Savaşı sırasında, yazarı tarafından bir Gestapo hapishanesinde, küçük kâğıtlara kurşunkalemle yazılan bir gardiyanın yardımıyla tek tek dışarıya çıkarılarak kitap haline getirilen bir kitap. Julius Fuçik, Nazilerce yakalandıktan sonra hapishanede çok ağır işkence görmüş ve bütün bu süreçte güzel bir geleceğe ve insanlığa olan inancını hiç yitirmeden yaşadıklarını yazmış. Kitabın başında "Kitap Üzerine" başlıklı yazısında James Aldrin'in de dediği gibi: "Özünde bu yazılar hiç de darağacından notlar değil, zafer yolundaki insanlığın bir öncüsünün, bulunduğu ileri noktadan geriye, bize gönderdiği bir mesajdır."
Kitaptan alıntılara gelince:
"Ölüm sandığınızdan daha kolaydır ve kahramanlığın başında defne yapraklarından bir taç yoktur. Ama savaş sandığınızdan daha zalimdir ve dayanmak zafere ulaşmak için akıl almayacak bir güç gerek."
"Hücrelerin elleri vardır; zorlu bir sorgudan sonra işkence edilmiş olarak geri döndüğünüzde düşmemeniz için sizi nasıl tuttuklarını hissedersiniz. Başkaları sizi aç bırakarak ölüme sürüklerken onlar sizi beslerler. Hücrelerin, siz idam edilmek üzere giderken sizi seyreden gözleri vardır ve onların kardeşi olduğunuz, yalpalayan ufacık bir adımla onları güçsüzleştirmemeniz gerektiği için dimdik yürümek zorunda olduğunuzu bilirsiniz. Kanayan birçok yarası vardır ve bu kardeşliğin, ama yenilmez bir kardeşliktir. Onun desteği olmaksızın, alınyazınız olan bu yükün onda birini çekemezsiniz.Ne siz ne başkası."
"En değerli tohum, bir gün yeşerip, yaşama karışacak değerli insanlık tohumu."
"Bir kez daha yineliyorum, bizler mutluluk için yaşadık, bunun için mücadeleye girdik ve bunun için ölüyoruz. Hüzün adımızla anılmasın."
"Tarihin bu dönemini yaşamış olan sizlerden tek bir isteğim var: Bu mücadeleye katılmış olanları asla unutmayın. Yalnızca iyileri değil, kötüleri de anımsayın. Hem sizin yarınlarınız, hem de kendi yarınları uğruna hayatlarından olanlarla ilgili ne varsa öğrenin. Bugün önünde sonunda dün olacak; tarih yazan adsız kahramanlarıyla büyük bir çağ olarak anılacak. Ama hepsinin de adları, yüzleri, umutları ve özlemleri vardı, o yüzden büyük acılar çektikleri için unutulmayacak olanlar kadar daha az acı çekenler de önemsenmeli. Biricik dileğim, kendinizi onların hepsine yakın hissetmeniz; onları tanıyormuşsunuz gibi, kendi ailenizdenmişler gibi, hatta kendinizmişler gibi."
"Sadık kalan direnir, hain ihanet eder; kahraman mücadele eder, iradesi zayıf olan teslim olur."
Julius Fuçik’in 9 Haziran 1943 tarihli notu şöyle biter:
“Benim oyunum da sona yaklaşıyor.
O sonu yazmayacağım, çünkü nasıl olacağını bilmiyorum henüz.
Bu, artık oyun değil hayatın ta kendisi.
Gerçek hayatta seyirci yoktur:
herkes katılır hayata.
Son sahnenin perdesi açıldı.
Dostlarım, hepinizi sevdim.
Nöbeti teslim ediyorum!”
8 Eylül 1943’te Plötzensee’de idam edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder