Bu Blogda Ara

16 Ağustos 2019 Cuma

İtiraflarım - Lev Tolstoy

Benim anladığım, bir Ortodoksluk ve hristiyanlık eleştirisi kitap İtiraflarım. Kısa ve büyük anlamlar içeren bir kitap. Allah'a, inanca, ölüme ve yaşama dair düşünceler var. Tolstoy'un aklından geçenlerin yansıması var. Bu itiraflar belki de aklından geçenleri cesurca söylemleri. Çok net çok anlamlı sözler içeren cümleler, düşünceler var kitapta. Rus edebiyatı, özellikle Tolstoy sevenlerin öncelikle okuması gereken bir kitap. İşte o cümlelerden bazıları: 

"Geçmişte olduğu gibi, bugün de Ortodoksluk inancını benimsediğini söyleyen kimselere, çoğunlukla kendini son derece önemli sayan, ruhsuz, acımasız kimseler arasında rastlanır. Oysa akıl, doğruluk-dürüstlük, yufka yüreklilik ve ahlaklılık çoğunlukla kendini inançsız ilan eden insanlarda görülüyor."

"Hayat, genel olarak ilerleme yoluyla gelişmektedir. Bu gelişmede en büyük pay fikir adamlarına  aittir ve fikir işinin erleri arasında en büyük etkiyi yaratanlar da, sanatçılar ve şairlerdir."

"Oysa akıl, doğruluk-dürüstlük, yufka yüreklilik ve ahlaklılık çoğunlukla kendini inançsız ilan eden insanlarda görülüyor."


"Her inancın özelliği, ölümün yok etmediği bir mana vermektir yaşama."


"Her insan, Tanrı'nın iradesiyle dünyaya gelmiştir. Ve tanrı insanı öyle yaratmıştır ki, her insan  ruhunu mahvedebilir ya da kurtarabilir. İnsanın hayattaki görevi, ruhunu kurtarmaktır. Ruhunu kurtarmak için insanın Tanrı'ya benzer yaşaması gerekir. Hayatın bütün zevklerinden kurtulması, çabalaması, alçak gönüllülük göstermesi, sabretmesi ve merhametli olması gerekir."


"Hayatın anlamını kavramak için, kendimi akıldan kurtarmalıyım, hani bu anlam olmadan var olmayan akıldan."


"Yanılma yok bunda. Her şey boş. Doğmamış olana ne mutlu. Ölüm, hayattan daha iyi, hayattan kendini kurtarmak gerek."


"Maddi hayat bir derttir ve yalandır. Bu yüzden maddi hayatın yok edilmesi, bir mutluluktur ve biz bunu dilemeliyiz" der Sokrates.


"Kader kimseye ayrıcalık tanımıyor, hakpereste neyse, tanrısıza da öyle; iyiye, temize neyse, kötüye de öyle; kurban kesene neyse, kesmeyene de öyle. İyinin keyfi neyse, günahkarın da öyle. Yeminini bozanla yeminden korkan bir. Yeryüzündeki bu hal, kötü bir şeydir. Bu yüzden de insanların kalbi kötülük dolu, yaşadıkları sürece kalplerinde çılgınlık var, sonra da ölüm geliyor."


"Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Fakat anladım ki, bu da zor bir iş; çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek."


"Sokrates, kendini ölüme hazırlarken "Hayattan uzaklaştığımız ölçüde gerçeğe yaklaşırız"der. "Biz, hakikati sevenler hayatta neye koşarız? Bizler kendimizi vücuttan ve vücudun hayatından kaynaklanan her türlü beladan kurtarmaya uğraşırız. Eğer durum buysa, ölüm bize gelirken niçin sevinmeyelim?" Bilge kişi hayatı boyunca ölümü arar, bu yüzden de ölüm ona korkunç değildir."


"Soru:'Ne için yaşıyorum?' Cevap:'Sonsuz büyük mekanda, sonsuz zaman içinde, sonsuz küçük parçacıklar, sonsuz küçük bileşimler içinde değişirler ve sen eğer bu değişimlerin yasalarını kavrayamamışsan, yeryüzünde ne için yaşadığını da kavrayamazsın' "

"Hayat, genel orak ilerleme yoluyla gelişmektedir. Bu gelişmede en büyük pay fikir adamlarına aittir. ve fikir işinin erleri arasında en büyük etkiyi yaratanlar da sanatçılar ve şairlerdir."    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder