![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0opjm0KcymtlYkE6oArlPIKEEpVnicri7ZlpTNJbDHF6NCCTgXO_-zRWpmiWAdhLnH_A88fC9LWx2qlzg1NB3br_AzUlIQXHeAUnFs4Je9itYatqCnrNhXzm7l5H81_xun3nxQPjGzHw/s400/0000000058276-1.jpg)
Sabahattin Ali'nin yazılarını okuduğunuzda, toplumsal ve siyasal durum perspektifine bakıldığında, yalnızca tarihlerin değiştiği, senaryonun ve oyuncuların aynı olduğu, siyasal tarihte ise olayların aynı idarecilerin isimlerinin farklı olduğu görülebilir. Hele bazı yazıları var ki, günümüz gazetelerinde yayınlansa, 1940'ları yansıttığını fark etmez bugünü yansıttığını düşünebilirsiniz.
Etem Ülük'ün Çağdaş Türk Dili Dergisinde 1988'de kitap hakkında yazdığı yorumda; "Ne denli acıdır ki, Sabahattin Ali'nin, demokrasiye ilk adımların atıldığı yıllarda ortaya koyduğu sorunlar bugün de güncelliğini korumaktadır. Bunun içindir ki, bu yapıtın bugün de okunup üstünde düşünülmesinde büyük yararlar olduğu kanısındayım." demektedir.
Kitapta bugünleri yansıtan yazıların başında benim dikkatimi çeken 1947 yılında Markopaşa'da yayınlanan "Tam Demokrasi" ve "Adalet" başlıklı yazılar.
Seveni de var sevmeyeni de Sabahattin Ali'nin. Bütün yazıları düşünerek okunması gereken yazılar.
“Biz istiyoruz ki, bu memlekette yapılan her iş, üç beş kişinin çıkarına değil, bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun. Herhangi bir karar alınırken, İzmir'deki ortak tüccar, İstanbul'daki ahbap milyoner değil, bu kararların altında beli bükülen, çoluk çocuk inleyen yığınlar göz önünde tutulsun.”
diyor kitabının bir yerinde Sabahattin Ali.
10 Şubat 1947 tarihli Markopaşa'da da şöyle yazıyor Ne İstiyoruz başlıklı yazısında:
"Biz istiyoruz ki, bu topraklar üzerindeki insanlar, kafalarında taşıdıkları fikirlerden dolayı değil, bu yurdun ve bu halkın yararına yahut zararına yaptıkları işlerden hesap versinler."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder