Yine Elif Şafak romanlarında çok göze çarpan bir durumda cinsiyet meseleleri. Bu dünya öbür dünya, mistik ögeler birbirine giriyor bazen ve anlamakta zorluk çekiyorsunuz. Yani en azından ben zorlanıyorum.
Aslında yazarın ilk romanı imiş Pinhan. Sanki olgunluk romanı gibi ve bilmesem inanmazdım ilk roman olduğuna.
Ama şunu söylemeliyim ki kolay değil bu ve bunun gibi kitapları yazabilmek, kurgulamak. Müthiş bir bilgi ve araştırma gerektiği açık. Yazım açısından bakıldığında güzel ancak sanki okunması biraz zor gibi.
Satır arasındaki şiirlerde hoştu ayrıca. Ben beğendim. Tavsiye ederim.
Altı çizili satırlarımdan bazıları:
"Âşığın da maşuğun da gıdası, mayası aşktı.İki yürek bir çarpardı. "
"İnsanları izlerken, daha evvel hiç görmediklerini görebilir, hiç hissetmediklerini hissedebilirsin Pinhan. İnsanları uzaktan seyrederken, onlara her zamankinden daha yakın olabilirsin. Eğer bakmayı bilirsen gözlerin sana oyun etmez, dosdoğru görürsün. İçte saklı olanı, acıtanı, kanatanı görürsün. O vakit anlarsın ki o dediğin sensin, seyrettiğin kendi bedenin, kendi suretin; ağladığın kendi acıların."
"Sade tırtıl ile kelebek değil elbet. Sakın ola horgörme Pinhan; canları horgörme. Bak bu gayb âlemine, bir kendini gör. Bak kendine, cümle mahlûkatın özünü gör. Devri tamam olan gelir, devri tamam olan gider. Gelen, gidende saklıdır; giden gelende saklı."
"Lâkin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın."
"Nevres'in gözleri ağzı mühürlü bir mektup idi;
Kimsenin, kime yazıldığını bilmek istemediği."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder