Sadece büyük bir Sovyet yazarı değil, aynı zamanda kör, sakat ve felçli kalıncaya kadar kararlı bir devrim savaşçısı olan Nikolay Ostrovski, bütün dünya devrimcilerinin ellerinden düşürmediği bu romanında, dört yıl bir iç savaşı ve bu savaş boyunca çekilen insanüstü acıları ve çağımızın en büyük devriminin kökleşmesine yol açan akıl almaz fedakarlıkları, kendi trajik macerasının aynasından duru bir destan havası içinde yansıtmaktadır. (Arka kapaktan)
"Tonya, bir işçiyi sevme cüretini gösteren sen, aynı işçinin idealini de sevme cüretini neden gösteremeyecekmişsin?"
"Bir an gelir ki bile bile ve sabırla yürümek gerekir ölümün üzerine. Ama hakikatin, senin peşinde olduğunu bilmek şartıyla!.."
"Paha biçilmez bu insanlara. İşte görüyor musun, çeliğin nasıl ve nerede sertleştiğini."
"İşte, bizim mutlu bir hayat için umudumuz, kurtuluş çaresi, emekçinin emekçiye kardeş olmasıdır."
"En değerli şey hayattır insan için. Bir kere verilir insana hayat... Ve insan, hiçbir utanç ve teessüfe yer bırakmayacak, sinsilik ve pislik dolu bir geçmişten dolayı yüzü kızarmayacak ve ölürken de olanca gücünü dünyanın en asil amacına, insanlığın kurtuluş mücadelesine hasrettiğini söyleyebilecek şekilde yaşamak zorundadır."
"Daha dün hayatla ödenen "yoldaş" kelimesi şimdi adımda bir duyuluyordu. Anlatılmaz bir heyecan uyandıran kelime: "yoldaş" "
"Bir an gelir ki, bile bile ve sabırla yürümek gerekir ölümün üzerine.."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder