Balıkçı'nın bana anlattıkları, bana verdiği yetkiyle yazdığım ve kendi araştırıp bulduklarım; türünde ve Türkiye'de ilk galiba..
Şimdiye kadar yazdığım 40'ı aşkın kitabın, beni en doyuranı oldu diyebilirim. Yazmam gerekirdi. Ben bu işlevi yerine getirmek için dünyaya getirilmiştim ! Hele rehberlikle ilgili bölümler... Sanırım rehberdeşlerimiz için yol gösterici olacak; ders alınacak deneyim ve bilgiler içeriyor..
Bodrum'a sürgüne gönderilen Cevat Şakir'in İstanbul'dan Bodrum'a kadarki yolculuk serüveni, sürgün yılları bazen Şadan Gökovalı'nın bazen De Halikarnas Balıkçısının ağzından anlatılıyor.
Bir de anekdot anlatıyor Gökovalı:
"Vaktiyle, Doğulu bir hükümdar, ülkesinin bilginlerini çağırıp, 'ben' demiş 'insanlık tarihini öğrenmek istiyorum! yazıp bana getirin.'
Bilginler günlerce uğraşıp, üç cilt kitap getirmişler, Hünkar:
-Bunu okuyamam, daha kısa yazın!
Bilginler bu kez, haftalarca çalışıp, tek cilt kitapla gelmiş hünkarın karşısına, O:
-Bunu okumaya vaktim yok, bana bir tümceyle özetleyin insanlık tarihini!
Bilginler, aylarca uğraşıp çıkıp hakanın karşısına; demişler ki:
-İnsanlar doğdular, savaştılar, öldüler!..
-Sen dedik, sen nasıl özetlersin insanlık tarihini?
Hiç düşünmeksizin şöyle dedi:
-İnsanlar, doğdular, sevdiler, öldüler!..'
O an, Balıkçı'nın yaşamına dair yazacağım kitaba bu adın uygun olacağını düşündüm..."
Kitapta hoşuma giden çok bölüm var. Bunlardan biri de "Mezar Taşı" başlıklı yazı:
"Sakın mermer, beton falan istemem. Bir taş bulun, uzunca bir taş Yazısız! Onu dikin mezarımın başına. Falanca oğlu filancaymışım da, şu tarihte doğup şu tarihte ölmüşüm. Kesinlikle yazı istemem, basit bir taş. Eh, bizim tekne su almaya başladı. Tepelere, deniz gören yere gömülmem şart değil! Nasıl olsa yattığım yerden denizi seyredemem. Deniz ruhumda yaşıyor., gönül gözüyle her zaman görüyorum. Mezarın ne önemi var?
Öldükten sonra ben kendime değil, toprağa doğaya lazımım. Galiba ruhun yaşaması da bu! Topraktan olduk toprağa dönüyoruz. Ben öldükten sonra yokum. Toprak bizi kendisine yararlı hale getirecek. Yoksa, cesedin ne değeri var?
Oğlum gibi sevdiğim Şadan'a anlattım. Dedim ki:
"Bodrum'a gömülmek isterim elbette. Orayı pek sevdim. Bodrum'un Mindos kapısı yakınlarında bir yere gömsünler beni. Yanımda Hatico'ya da bir yer ayırsınlar."
Ben kitabı çok sevdim. Bir başucu kitabı niteliğinde. Halikarnas Balıkçısı severlere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder