![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUAE_rgdtD1akzfT_OgEXQmB5HFCLo_pXM3MBi6UJk2LZWW0MYO_M4rAJ2bvtokSbWXONbTV18dqGTF_NShcfhejXhPdVNdrSfS60yn5z2ZmXOJ4mZxHi_X4hAOZKI_0n2ZTRCapVBDrE/s400/9786051416045.jpg)
Yazım tarihi olarak "Kumral Ada Mavi Tuna" dan önce yazılmasına rağmen, ben ondan sonra okuduğumdan "Kumral ada Mavi Tuna Kadar" sevmediğim bir roman olmuştur kendileri.
Bu roman Nilsu adlı genç bir mimar kadının kendi yaşam hikayesini anlatmaktadır. Nilsu daha yeni genç kızlığa adım atarken anne ve babası ayrılırlar, annesi o zamanlar daha yeni tanıştığı bir ressamla beraber olmaya başlar.Doktor olan babası ise annesinin onu aldattığı yükünü kaldıramaz,bunalıma girer, daha sonra kendisini toparlayarak Selen adlı genç bir mimarla çıkmaya, yaşamaya başlar. Selen tek başına ayakta durmayı beceren, sevmeyi bilen, çürümüş ilişkilerle yaşamaktansa yalnızlığı seçebilen,kendini güveni,bakımı ve hoşgörülü bir kadındır.Nilsu basını annesinden bile çok kıskanan ve paylaşamayan biridir. Babasının sevgilisinden önceleri onu elinden aldığı korkusu ile nefret eder.Annesi, babası ve kardeşi ile birlikte iken o 'mutlu aile' tablosunu Selen'in bozduğunu düşünür fakat daha sonra farkına bile varamadığı bir şekilde Selenden hoşlanmaya başlar ama yinede affedemez bu yüzden hem nefret eder hemde sever.Ve daha sonraları tuhaf bir şekilde bağlanır, kafasındaki ideal kadın tipine uyduğunu anlar.
Nilsu Selen'i hayatındaki bir örnek olarak görmektedir. Bu romanda iki tema işlenmektedir;aşk ve intihar. İki temanın da kendine tezleri olan aşksızlıklık, yalnızlık ve yaşam kavramlarıyla birlikte işlenmiştir.O zamanlar Nilsu'nun hayatına Amerikalı bir öğretmen girer.Tuhaf bir adam olan Mike intihar takıntısı olan biridir.Nilsu yurtdışına giden Mike ile sadece mektuplaşır. Bu hayatta yaşamına yeni giren Teoman duyarlı romantik ve sevecen bir erkek karakterini kaybetmeyen biridir.Teoman kendisini yeşil bir su samuru olarak tanımlıyordu.Teoman ile tanışmaları yeşil partinin kuruluşu ile başlar Nilsu ile beraber olmaya başlarlar ve aynı evi paylaşmaya başlarlar. Anarşist ruhlu olan Teoman kendi kurduklarının daha iyisini kurabilmek için çabalıyordur.
Teoman'ın annesi intihar eder.Annesi hayatında aydın ama yalnız bir kadın olan Cahide hanım bir yazar arkadaşı vardır. Cahide hanım Neyyire Gövüç'e yazdığı mehtuplar vardır. Teoman annesini intiharı üzerine gider ve mektupları ister.Neyyire Gövüç yazdığı bu mektupları vermek istemez ve Teoman'a mektupları yaktığını söyler Teoman bu olay üzerine evden çıkar sigara içmek için ceplerini karıştırıken cebinde kağıtlar olduğunu fark eder ve teker teker okur. Teoman artık annesinin yazdığı mektuplardan neden intihar etmeye karar verdiğini anlamaya başlar. Yazara birgün bir kadın gelir, bir dosya uzatır.Bu dosya kadının hayatını anlatır. Kendi hayatını bir kitap haline getirmesini ister yazar biraz şaşkın,biraz merakla alır dosyayı okuduktan sonra bir roman haline getirir.
Bu romanda çağdaş bir kadının portresi çevresine çeşitli durumlar ve insanlar bakılıyor.İnsan çevresinde yürütülen bir tür değerler sorgulanması sayılabilir.Aile başta olmak üzere sevgi ve intihar başta olmak üzere duygular sorgulanıyor .Kitapta bir çok ilişki ve bir çok kişi değişik bir kurguyla sunuluyor.Daha sonra ipuçları değerlendirildiğinde ortaya yeni bir tat yeni bir güzellik sunuluyor. Mektuplaşma bölümleri sıkıcı geldi bunu itiraf etmeliyim sadece.
Altını çizdiğim cümleler ise şöyle;
"Annesi Cahide Hanım, kitaplarına düşkün bir kadındı.Belki de üniversiteye devam edemeyişi, lisede içinde kalan edebiyat tutkusunun öğretmenlik veta yazarlığa dönüşemeyişindeki düş kırıklığı ve eziklik duygusunu, kitaplarına gösterdiği aşırı sahiplenme duygusuyla örtüyordu."
"Birbirinin en yakın çocukluk şahidi, ancak kardeşlerdir."
"Yine de hiç kimse doğduğu gün annesinin kendisine nasıl baktığını anımsayamaz! Ve her kız çocuğu, babasına ne denli tutkun olsa da, annesinin dişi kanadının serin gölgesine gereksinir mutlaka."
"Bütün çocuklar için birbirine en yakışan çift, anne ve babalardır. Çünkü anne ve baba kelimeleri tıpkı lego parçaları gibi sımsıkı oturur, uyuşur ve kenetlenir"
"İki yıl sonra banyoda düşüp öldüğünde, ölüm raporuna, "yetmiş dokuz yaşında. Beyin kanaması" yazıldı. Bence ölüm nedeni yürek kanamasıydı. Çünkü insan mutsuzluktan ölebilir."