Bir kuyuda ölü bulunan dönemin ünlü nakkaşlarından Zarif bey… bu olayın ardından oluşan korku, şüphe ve ihanet duygusu…Yazılan gizli bir kitap ve ona resim yapan nakkaşlar… Cinayeti çözmeye çalışan Kara… Kitap en eski sanatlarımızdan olan nakkaşlık ve çeşitli tarihi bilgiler eşliğinde çok şüpheli bir şekilde öldürülen bir nakkaşın ve devam eden ikinci cinayetin sorgulanması ve katilin bulunması ile ilgilidir. Olaylar 1590' larda geçiyor. O dönemin resim ve nakış sanatı hakkında bize ayrıntılı bilgi veriyor.
Benim Adım Kırmızı, Orhan Pamuk'un 1998 yılında yayınladığı ve Avrupa'da çok satan çok okunan ve bir çok dile çevrilen kitabı. Konusu ve konu içinde geçen nakkaşlık sanatını ayrıntılarıyla anlatması olayı çok güzel tamamlıyor.
Romanın bölümlerden oluşması ve her bölümde karakterlerin kendi ağzından konuşması konuyu daha anlaşılır hale getirmiş. Olay örgüsünün içinde verilen dini ve sanatsal bilgiler ayrıca takdire şayan. Orhan Pamuk sanatının hakkını veriyor.
Kitaptan alıntılara gelince:
"Kör nakkaşın hatıralarının Allah'a ulaştığı yerde, mutlak bir sessizlik, mutlu bir karanlık ve boş sayfanın sonsuzluğu vardır."
"...İnsanların yüzlerine baktıkça görüyorum ki ellerine daha cinayet işleme fırsatı geçirmemiş oldukları için pek çok kişi masum zannediyor kendini."
" Renk gözün dokunuşu,sağırların müziği, karanlıkta bir kelimedir."
"Şekure'nin yüzünün İtalyan üstatlarının usulleriyle yapılmış bir resmi olsaydı yanımda, on iki yıl süren yolculuğumun ortalarında bir yerde geride bıraktığım sevgilimin yüzünü artık hiç mi hiç hatırlayamıyorum diye kendimi yersiz yurtsuz hissetmeyecektim hiç. Çünkü içinizde kalbinize nakşeylediğiniz bir sevgilinin yüzü yaşıyorsa eğer, dünya hala sizin evinizdir."
"Nakış aklın sessizliği, gözün musikisidir."
"Kör nakkaşın hatıralarının Allah'a ulaştığı yerde, mutlak bir sessizlik, mutlu bir karanlık ve boş sayfanın sonsuzluğu vardır."
"Yaşlılık yalnızca yokuşlarda zorlanmak değil, ölümden öyle fazla korkmamak da olmalı..."
"Aleme sokaktaki murdar köpeğin gözünden perspektif ile bakıp, bir at sineği ile bir camiyi -cami arkadadır bahanesiyle- aynı büyüklükte resmederek dinimize küfrettiğimizi, camiye giden müminlerle alay ettiğimizi söylüyorlar. Geceleri bunları düşünmekten uyuyamıyorum."
"Perspektif ilmiyle resim yapmanın, Frenk üstatlarının usullerinden yararlanmanın şeytan ayartması olduğunu söylüyormuş."
"Ama o yeni usullerle yaptıkları resimlerin öyle bir çekimi var ki! Gözün görüverdiği her şeyi gözün görüverdiği gibi resmediyorlar. Onlar gördüklerini resmediyorlar, bizler ise baktığımızı. Yaptıklarını görür görmez hemen anlıyorsun ki, yüzünü kıyamete kadar bırakmanın yolu Frenklerin usüllerinden geçer."
"Ölüler aleminde gövdesiz bir ruh nasıl gerçek mutluluk sebebiyse, yaşayanlar arasında da en büyük mutluluğun ruhsuz bir gövde olacağını ne yazık ki kimse ölmeden anlayamıyor."
"Sınırsız aklıyla beni yüce Allah anlar ancak; Meleklerini insana secde etmek ettirerek onlara mağrur olmayı sen öğretmedin mi? Şimdi de senin meleklerinden öğrendikleri şeyleri kendileri yapıyor. kendi kendilerine secde edip kendilerini alemin merkezine yerleştiriyorlar."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder