![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1lKldu5zZ18H2tvSPMGCqVs4k3g33EtBKAxu-kZYwOrGlnEWjnY7LnbI6cR4zVZSxgwGjM8Z8j-mj5QUS2_zzx0oXUWxaSXmC3EuNUdNwKUqKwc-rgtD6YPb6mtzH3LWCcGsfqoftMec/s400/select.jpg)
Kitapta, Ayasofya'nın kurulduğu tepe hangi kutsiyeti barındırdığı, Ayasofya'nın ilahi bir ilhamla mı yapıldığı, Ayasofya'daki sembollerin hangi sırları taşıdığı, mabetin ilahi koruma altında mı olduğu, Hızır'ın Ayasofya'da görülüp görülmediği, Ayasofya'daki gizemli elin kime ait olduğu, Hz. Peygambere miraç'ta Ayasofya gösterildi mi, Ayasofya'nın dehlizleri, Ayasofya neden haçlıların hedefi altındaydı, Kutsal emanetler Ayasofya'da mı saklı, Faith şehir kuşattığında hangi işaretler görüldü, Ayasofya'da ilk ezan sesi ne zaman duyuldu, Ayasofya nasıl müze oldu gibi konular hakkında ayrıntılı ve ilginç bilgiler var. Tarihi sevenler kaçırmasınlar, İstanbul' a gidip de Ayasofyayı ziyaret etmeyen varsa da çok ayıp, bir an önce gitsinler.
İşte kitaptan bazı satır başları:
"Ayasofya, Konstantin'in büyük oğlu Kanstantius tarafından 360 yılında inşa edilmiş ve "büyük kilise" anlamına gelen "Megale Ekklasia" ismini almıştır. İlginçtir ki yine aynı dönemde "Ayasofya" ismiyle de anılmaya başlamıştır."
"Ayasofya, Justinyanus döneminde daha görkemli bir yapı haline gelmiştir. Ayasofya'yı eşsiz kılan, devrin "ulu mimarları" Miletli yaşlı İsidoros ve Aydınlı Anthemios aslında Anadolulu mimarlardır. Bu açıdan bakarsak Ayasofya'nın bugünkü ihtişamlı mimarisinde, Anadolu kökenli değerli ellerin de dokunuşu vardır."
"Buraya dua etmek için gelenler bu eserin sanat ve insan gücüyle değil, tanrısal bir gücün etkisiyle yapıldığını anlar ve zihnini Tanrı'ya yönelterek gökte dolaşır. O'nun uzakta olamayacağını, seçtiği bu yerde oturmayı özellikle seçmesi gerektiğini hisseder. İnsanlar tapınaktayken gördüklerinden hoşlanırlar, dışarı çıktıkları zaman da onun hakkında konuşmaktan mutluluk duyarlar." (Prokopios-Yapılar)
"Hristiyanlık, Justinyanus döneminde Anadolu'nun içlerine kadar yayılmıştır. İmparator İstanbul'un imar faaliyetlerinde saray sanatçılarını değil, en iyileri oldukları için yerel sanatçıları çalıştırmıştır. Bu sanatçılar da ürettikleri her esere pagan semboller yerleştirmiştir. Büyük Saray Mozaikleri Müzesinde bulunan Green Man bu tarz pagan sembollere bir örnektir."
"Efsaneye göre, İmparator Justinyanus Ayasofya'yı yeniden yaptırmaya karar verdiğinde, kendisine sunulan mimari projelerden hiçbirini beğenmez. Bir gün, dini bir tören sırasında elinde tuttuğu kutsal ekmek, bir arı tarafından kapılır. Herkes arıyı ve ekmeği aramaya başlar. İmparator arının saklandığı peteği bulup getirene ödüller vaat eder. Sonunda biri, peteği bulup getirir ve hayretle görürler ki petek, bir kilise maketine benzemektedir. Mihrap yerinde ise kutsal ekmek durmaktadır. İşte Ayasofya, bu ilahi plana göre inşa edilir. Bu efsaneyi pagan inancıyla ilişkilendirebiliriz çünkü paganizme göre arı, Tanrıça'nın kutsal hayvanlarından biridir."
"Bizans'ta papazların ve dinin etkisini arttırmak için hilelere başvurulurmuş. Önce kentin altındakisarnıçalrın suyollarını keser, ardından susuzluktan kıvranan halkı Ayasofya'ya çağırırlarmış. Halk toplanıp kiliseye geldiğinde, ayinlerden sonra 'Papaz, Tanrı ile konuştu, yarın suyunuz gelecek' denilir ve ertesi gün kentin suyu verilirmiş."
"Ayasofya'nın altında yaptığımız çalışmalarda mabedin içinde dönen kutsal yağ yolları bulduk. Kutsal yağ, Hazreti İsa'nın insanları meshetmesi gibi, günahların ve hastalıkların arındırılmasında önemli bir ritüel olarak kullanılıyordu."
"Ayasofya'nın altındaki tünellerden imparatorun yaşadığı Büyük Saray' a geçit var. ..Roma'daki Colosseum'da yıkıntı halinde gördüğümüz gladyatör odaları, İstanbul'daki Hipodrom'da bugün Sultanahmet Meydanı olarak bildiğimiz yerin altında tamamen korunmuş halde duruyor. Nasıl kıymetli bir hazinenin yerin altında yattığını düşünün."
"1500 yıldır ayakta kalan ve bu kadar iyi korunmuş bir yer daha yok. Ayasofya yapıldıktan sonra bile kubbesinin büyüklüğünü geçebilen olmamış. Dünyanın hayran kalacağı bir yapı olarak tasarlandı, hala da öyle. Ayrıca burası bir zamanlar dünyaya hükmedilen noktaydı ve Vatikan'dan çok daha güçlüydü. Bugün Ayasofya hala büyük bir güçtür. İnsanları bir şeylere inandırmak için sembollere ihtiyaç vardır ve Ayasofya çok kuvvetli bir semboldür."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder