![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjW1pSd8xIlZQI_H0r2YJECPfsozRgJJAHYjWiZPd3zq7z_cBehbWTHenajafM43ZOcjwd_lBCdkBbgYpsarhjmlo9iRfLRW7qLc8Ic8q-2VSFT0tniJqwiTcBe2udXye7ucdCiFwDlNUw/s400/0001795077001-1.jpg)
İlk okuduğum Mine Söğüt kitabı. Kitapta anlatılanların anlatım şeklinin değişik oluşu mu yoksa olayların kasvetli oluşu mu beni sıktı bilmiyorum ama kitapta beni rahatsız eden ve bir an önce bitmesini beklediğim zamanlar odu. Bu kitabı sevmediğimden değil, gerek Bahadır Baruter tarafından çizilen illüstrasyonlar gerekse konuların sevimsizliği nedeni ile olabilir. Kitap her ne kadar güzel şeyler anlatmasa da bunlar hayatın gerçekleri ve bunlarla yüzleşmek de bizi sıkıyor olabilir.
Güzel sözler var kitapta:
“Tanrı insani altı günde yarattı. yedinci günde utandı.”
"Korku nedir, artık hiç bilmiyorum. Bildiğim tek şey.. Bu hayat bir ada... Hayırsız bir ada. Bizi ta ne zaman atmışlar bu adaya. Birbirimizi yiyoruz iştahla."
"Ben bir şeyler gördüm. ama savaş mıydı o gördüklerim, emin değilim. Ben bir şeyler öldüm. ama ölüm müydü o öldüklerim, ondan da emin değilim."
"Öyle kolay pes etmez küfrü duasından büyük olanlar."
"Ölümden sonrasını bilmediğimin farkındayım. ama doğumdan öncesini de bilmediğimin farkında değilim. O yüzdendir hayata dair bitmek bilmez histerim."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder