Kirmanımdaki Çan Sesleri ; arkadaşım Fatma Yazıcı' nin şiir kitabı. Bu kitap aynı zamanda onun ilk kitabı. Katıldığım imza gününde söylediğine bakılırsa devamı da gelecek gibi. Yine şiir kitabı mı yoksa başka bir tür yazmayı mı deneyecek bilmiyorum. Ama daha onlarca kitaba yetecek birikim kendisinde kesinlikle var. Bloğumda ilk kez bir şiir kitabı incelemesi yazıyorum. Özellikle de şairin kendisinin ricası üzerine. Çünkü eksikliklerini görmek istediğini, bu işin profesyoneli olmadığını, eleştirilere açık olduğunu söylediği için rahatım. Öncelikle kitabın isminde geçen "Kirman" nedir? derseniz, kirman, elde yün eğirmeye yarayan araçtır. Kitabın kapağında gördüğümüz de bir kirmandır. Fatma Yazıcı'nın imza gününde yerel kıyafetli bir teyzemiz, elinde kirman, nasıl kullanıldığını ziyaretçilere göstererek güzel bir görsel ve nostaljik bir görüntü sergiledi. Fatma Yazıcı bu ayrıntıyı güzel düşünmüş ve akılda kalıcılığı sağlamış.
Kitap bir şiir kitabı. İçinde, aşk var, dostluk var, sevgi var, geçmişe özlem var. Okuyup bitirdiğimde ilk aklıma gelen kitabın adının "Eylül" olması gerektiğiydi. Bu düşünmeme sebep olan ise şiirlerde bolca geçen Eylül'dü. Kitapta bulunan 93 tane şiirin 11 tanesinde Eylül geçiyor, hatta üç tanesinin de adı Eylül. Vardır elbet şairin kendine göre bir nedeni. Şiirlerin bazılarını inanılmaz sevdim. Bazılarının birkaç dizesini sevdim, bazıları da beni çok çekmedi. Şiir okuyanına, yazanına, hissedenine göre değişir. Aynı şiirden iki farklı kişi farklı anlamlar çıkarabilir. Bir bakarsınız ki şair ikisinden de farklı bir duyguyla yazmıştır. Tartışılabilir. Ancak tartışılmayacak bir konu dilbilgisi hatalarıdır. Yaralı şiirinde geçen "Demlikde" değil "demlikte", Baskın şiirinde geçen "kim vur duya" değil "kim vurduya" ve "Sılogan" değil "Slogan" olmalıydı. Tabi bunlar baskı hatasından kaynaklı yanlışlar olabilir. Tekrara düşülen kısımlar hatta cümleler var, Gelme şiirinde "sesinin altını kısarım" Vakti Geldi şiirinde "sesinin altını kısıp" cümleleri iki ayrı şiirde yinelenerek sözün güzelliğinin değerini düşürmüş gibi. Bir de üç nokta ve noktalı virgül işaretleri yerli yersiz çok fazla kullanılmış gibi geldi bana. Neyse bu kadar hata kadı kızında da olur. Güzel şiirleri arasında benim favorim "Gülme" isimli şiiri.
Gülme
"Yüreğimin başı dönmüş...
Öyle ulu orta gülme,
Gamzene takılıp da
Düşerim yüreğine"
Diğer şiirlerden çok beğendiğim kısımlar var:
"Ben şimdi seni koklasam;
Nefesimi vermeye kıyamam ki..."
"Aklımdan başka yerde rahat edemezsin"
"Öyle sığdın ki içime,
Kimseye yer bırakmadın..."
"Ya kirpiklerine darağacı kurup asmalıyım kendimi;"
"Dilek ağacı neylesin bez parçasını
Asırlardır yüreğimde sen bağlı..."
"Ömrüme iliklediğim düğmem ol"
"Dostun bağı olur bozumu asla"
"Özlenenler geri gelmeyecek ,
Ve benim yüreğim,
Bir daha böyle güzel sevmeyecek..."
"Gülüşünün tohumu olsa keşke,
Eksem asık suratlara."
Bir de kitabın sonunda güzel sözler var; "Sızılı hikayelere mayınlı yollar eşlik eder", "Kaderimsin deyip kaderime terk ettim kendimi" "Tatlı bir sözüne gönlünü verir tuzlu yüreğim" bunlardan bazıları.
Güzel kitap, güzel şiirler, güzel insan. Devamının bekliyoruz. Eylül' de mi? Ne zaman?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder