Bu Blogda Ara

10 Ekim 2020 Cumartesi

Sahilde Kafka - Haruki Murakami

Hep adını duyup okumadığım Haruki Murakami kitaplarındandı kendileri. Ancak okuduktan sonra da neden daha önce okumadım dediğim bir kitap oldu. Uzakdoğu, özellikle Japon edebiyatı çok farklı. Bulmaca gibi, birbirine bağlanan örüntüler.
 
Kafka Tamura on beş yaşına girdiği gün evden kaçar. Uzun zamandır planladığı bu kaçışın nedeni babasının yıllar önce dile getirdiği uğursuz kehanettir. Ama babasının bir “düzenek” gibi içine yerleştirdiği kehanet gölge gibi peşindedir… Kafka ilk kez aşkı ve tutkuyu yaşarken gizemli bir cinayetle kehanetin ve kaderinin düğümleri çözülmeye başlar. Fantastik kurguyu sevenler için ilk okunması gerekli kitaplardan.

Alıntı çok:

"Mutluluğun tek bir türü vardır, ama mutsuzluk bin bir şekilde ve büyüklükte gelebilir. Tolstoy'un dediği gibi: 'Mutluluk masal, mutsuzluk ise öyküdür.' "

"Ben Sahilde Kafka'yım. Senin hem sevgilin hem de oğlunum. Karga adlı delikanlıyım. Dahası, ikimiz de özgür kalamayız. Kocaman bir girdabın içine düşmüşüz. Bazen de zamanın dışında kalıyoruz. Bir yerlerde yıldırım düşmüş üzerimize. Sessiz görünmeyen bir yıldırım."

"İster gay olsun, ister lezbiyen, ister heteroseksüel, ister feminist, isterse faşist bir domuz ya da komünist, isterse Hare Krishna'cı olsun. Ne olduğunun hiç hiç önemi yok. Elinde hangi bayrağı salladığının önemi yok. Benim tahammül edemediğim içi boş tipler. Öyle insanlar karşıma çıktığında sabrım taşıyor, gereksiz laflar etmeye başlıyorum...Hayal gücünden yoksun, sığ hoşgörüsüz. Başına buyruk tezler, içi boş laflar, dağınık ideolojiler, kalıplaşmış sistemler.."

" 'Doğanın tuhaf bir yasası bu' dedim Martin'e 'çirkin kadın daha hoş olan arkadaşının parıltısından yararlanmayı umuyor ve hoş olan da arkadaşının çirkinliğinin yarattığı fonda daha büyük bir parıltıyla parlamayı umuyor."

"İnsan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla aşık olur. O yüzden de, aşık olduğu insanı düşünürken, kendisine göre değişmekle birlikte, az ya da çok hüzünlenir. Çok eski bir zamanda kaybettiği, özlemle andığı, uzaklarda kalan bir odaya adımını atmış gibi hislere kapılır."

"Anılar, insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. Fakat aynı zamanda insanın içini lime lime de edebilirler."

"O kız gerçek olmayan bir varlık olabilirdi. Fakat göğsümün içinde gürültüyle çarpan, benim gerçek yüreğimdi."

"Hayal gücünden korkuyorsun. O yüzden rüyalardan da korkuyorsun. Rüya sırasında başlayacak sorumluluklardan çekiniyorsun. Ancak uykusuz kalamazsın ve uyuduğun anda da rüyalar başlar. Uyanıkken hayal gücünü bir şekilde bastırabilirsin. Ama rüyaları bastırabilmen mümkün olmaz."

''Çok eskiden,terk etmemem gereken bir şeyi terk ettim.''dedi Saeki Hanım.''Her şeyden çok daha fazla sevdiğim bir şeyi.Zaman gelir de,ya kaybedersem diye korktum.O yüzden terk ettim.Elimden alınmasını,bir nedenle kaybolmasını beklemektense kendim terk ettim...''

"Çevreme yüksek duvarlar örmüştüm; hiç kimsenin o duvarlardan içeri girmesine izin vermiyor, kendim de duvarların dışına çıkmamaya özen gösteriyordum. Böyle bir insandan kim hoşlanır ki?"

"...Nihayetinde bu dünyada, yüksek ve sağlam çitler inşa edebilen insanlar ayakta kalır..."

''Sadece herkesin okuduğu kitapları okursan, sadece herkesin düşündüğünü düşünürsün."

"Eskiden dünya erkek ve kadından değil, erkek-erkek, erkek-kadın ve kadın-kadından oluşurmuş. Yani günümüzdeki iki kişilik malzemeyle bir kişi ortaya çıkıyormuş. Fakat Tanrı kılıcını kaptığı gibi hepsini ikiye bölmüş. Bunun sonucunda dünyada yalnızca erkek ve kadın kalmış, insanlar da öteki yarılarını bulmak için arayış içinde yaşamlarını sürdürmeye başlamışlar."  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder