Okuduğum kitaplar hakkında yorumlar, düşünceler,alıntılar içeren kişisel blogum. Mehmet Tekinbaş
Bu Blogda Ara
26 Haziran 2021 Cumartesi
Al Beyaz Mavi Beyaz - Andreas Politakis
24 Haziran 2021 Perşembe
Kara Kitap - Suat Derviş
22 Haziran 2021 Salı
Jurnal Cilt 1 - Cemil Meriç
19 Haziran 2021 Cumartesi
Cemile - Cengiz Aytmatov
14 Haziran 2021 Pazartesi
Benim Hüzünlü Orospularım - Gabriel Garcia Marquez
Kahramanımız, yaşamı boyunca hiçbir kadınla parasını ödemeden yatmamış yaşlı bir gazeteci. 90. yaş gününde kendine bir armağan vermeye kalkışır. Eskiden tanıdığı bir genelev patroniçesini arar ve el değmemiş bir genç kızla birlikte olmak istediğini söyler. Ama işler hiç umduğu gibi gitmeyecek, ihtiyarlığının sonunda aşkı bulacaktır.
Yaşlılık, geçip giden ömür ve aşk ilişkileri çok güzel anlatılmış. Bu kısa roman 1982 Nobel Edebiyat Ödülü almış.
Alıntılarım ise şöyle:
"O günden sonra hayatı yıllarla değil onyıllarla ölçmeye başlamıştım. Ellili yıllarım belirleyici olmuştu, çünkü neredeyse herkesin benden genç olduğunun bilincine varmıştım. Altmışlı yıllarım, yanılmak için artık vaktimin kalmadığı kuşkusuyla en yoğun geçenler oldu. Yetmişliler, belki de son yıllarım olabileceği düşüncesiyle korkutucuydu. Her şeye rağmen, doksanıncı yaşımın ilk sabahı Delgadina' nın mutlu yatağında sağ olarak uyandığımda, hayatın Herakleitos' un dalgalı ırmağı gibi akıp giden bir şey olmadığı, ızgaranın üzerinde öbür yana dönüp bir doksan yıl daha kızarmaya devam etmek için tek bir fırsat olduğu gibi hoş bir düşünce geçmişti aklımdan."
" 'Ne yaparsan yap, ama o çocuğu kaçırma' dedi. 'Dünyada tek başına ölmekten daha büyük bir felaket olamaz.' "
"Seks, insanın aşkı bulamadığında elinde kalan bir tesellidir."
7 Haziran 2021 Pazartesi
Demirciler Çarşısı Cinayeti - Yaşar Kemal
6 Haziran 2021 Pazar
Çıkrıklar Durunca - Sadri Ertem
"Çıkrıklar Durunca" yazarın ilk romanıdır. Roman 1929'da Vakit Gazetesinde tefrika edildikten sonra 1930' da kitap olarak basılmıştır.
Çıkrıklar Durunca edebiyatımızda toplumcu gerçekçi bakış açısıyla yazılmış ilk romandır.
Roman, hem ekonomi-politik hem Alevi inancı çevresinde Hazret-i Ali kültünü işleyen hem de sömüren-sömürülen bağlamında Osmanlı Devletinin sosyal düzeninin gerçekçi bir eleştirisidir.
Roman bu nedenlerle arkasında yansıttıkları açısından dikkatli ve düşünerek okumayı gerektirir. Dilinin biraz ağır olması, yani günümüzde kullanılmayan sözcükleri içermesi okumayı zorlaştıran nedenlerden oldu benim için.
Kitaptan alıntılarım ise şöyle:
"Devlet bir şahindir, bir kanadı ordu, bir kanadı işçidir. Kanadı kopuk şahin uçamaz, çöplükte sürünür..."
"Açılmayan kapı olmaz; açmasını bilmeli...Merhamet, şiddet, zeka, ilim hatta cinayet dostum yalnız bir şey içindir. Muvaffakiyet.."
"Sıddıkzade nargilesini tokurdattı, mor fesini tahta kalıbın üstüne yerleştirdi, yayılmış tiftik postu üstünde, çekme potinlerini çıkardı, rahat rahat bağdaş kurdu, şalvarını düzeltti, gerindi tembel, hantal bir bakışla etrafa bakındı."
"İnsanın soytarı olmadan, başkalarını güldürmeden, başkalarının hodbinlerini şahlandırmadan sevimli olması ne güç şeydir."
"-Baba.. Zina edenleri, hırsızları, soyguncuları, orospuları, pezevenkleri bir tarafa; zayıfları, kimsesizleri, bir tarafa koyup; iyileri kötülere dövdüren bir Allah anlamıyorum."
"..Sıddıkzade kazanacak, kar edecek, bir çeşme yaptıracak. Ömrünün sonunda yapılan bir çeşme yüzünden, kıyamete kadar herkes onu rahmetle anacak.... İnsan zengin oldu mu rastıklayıp, sürmeleyip Allah'ı bile koynuna alsa günahı kalmayacak."
"Sevgimizi, çocuğumuzu kaybetti iseniz, bilirsiniz. Yataktaki vücudun izleri, yastıktaki kırışıklıklar, yorgandaki yar kokusu sizi onlara dokunmaktan meneder, onları bozmaktan, onları düzeltmekten korkarsınız. Bir çalı, bir minder, bir avuç pamuk şilte ve yarım arşın yün örtüye sahip olmayanlar için ancak bir bahar mevsimi vardır, bir döşek hatırasını ancak o zaman canlandırır. Onun için ot mevsimi Hasan'ı yaktı, harap etti."
"-Bir kadın evvela seviyorum der. Erkeğin kollarına yaslanır. tenini teninin ateşine bırakır, fakat sonra birden vazgeçer bir başkasını daha güzelini düşünebilir. Kim temin eder ki bu kadın da böyle değildir. Kadın erkekteki şüpheyi sezdi."